Demokratik devlet, adalet ve hukukla var olur.
Yönetenlerin tüm eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olduğu devlete Hukuk Devleti denir.
Yönetenlerin tüm eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olduğu devlete Hukuk Devleti denir.
Hukuk devleti ilkesi, ülke yönetiminin adalete dayandığını simgelemek için ‘'adalet mülkün (devletin) temelidir'' şeklindeki sözlerle de ifade edilir.
Demokratik ülkelerin anayasalarında olduğu gibi, bizim anayasamızda da Türkiye Cumhuriyetinin bir Hukuk Devleti olduğu açık şekilde yazılıdır.
Anayasada var olan hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı ilkesini yetersiz bularak anayasamızın daha demokratik bir yapıya kavuşturulması iddiasıyla ortaya çıkanlar neler diyordu?..
Demokratik ülkelerin anayasalarında olduğu gibi, bizim anayasamızda da Türkiye Cumhuriyetinin bir Hukuk Devleti olduğu açık şekilde yazılıdır.
Anayasada var olan hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı ilkesini yetersiz bularak anayasamızın daha demokratik bir yapıya kavuşturulması iddiasıyla ortaya çıkanlar neler diyordu?..
Yargıdaki vesayet sona erecek, 12 Eylülcüler yargılanacak, memurlar toplu sözleşme yapabilecek, anayasa mahkemesine bireysel başvuru gerçekleşecek, her alanda özgürlük ve demokratikleşme olacak, v.s…
Peki, ne oldu şimdi?..
Anayasa mahkemesine TBMM tarafından seçilmesi öngörülen üyeleri kim seçti ?..
Peki, ne oldu şimdi?..
Anayasa mahkemesine TBMM tarafından seçilmesi öngörülen üyeleri kim seçti ?..
Sayıştay kontenjanından gösterilen adaylardan biri, Meclisin salt çoğunluğu olan 276 oyu bile almadı.
Bu aday üye Mecliste 335 gibi çok yüksek sayıda milletvekiline sahip olan AKP gurubunun ancak 256'sının oyunu alabildi.
Keza Baroları temsilen gösterilen adaylardan biri, AKP milletvekillerinin tamamının değil, ancak 290'ının oyunu alabilmiştir.
Bu iki üyenin seçim oylaması şeklen TBMM çatısı altında yapılmışsa da, sadece AKP'li milletvekillerinden oy alabildikleri için, özü itibariyle bunların TBMM tarafından seçildikleri söylenebilir mi ?..
Bu iki üyenin seçim oylaması şeklen TBMM çatısı altında yapılmışsa da, sadece AKP'li milletvekillerinden oy alabildikleri için, özü itibariyle bunların TBMM tarafından seçildikleri söylenebilir mi ?..
AKP milletvekillerinin bile tamamının oy vermediği böyle bir seçim yönteminin ne kadar demokratik (!) çok olduğu kısa sürede ortaya çıkmış, TBMM tarafından anayasa mahkemesine üye seçimi maddesinin ne kadar ve nasıl işlediği böylece gözler önüne serilmiş oldu.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna üye seçimi için yapılan oylamada Adalet Bakanlığının hazırladığı liste olduğu gibi seçimi kazanmış.
Esasen Adalet Bakanı ve Müsteşarının otomatik olarak Kurul üyesi olduğu bir HSYK'da, şimdi de Adalet Bakanlığı Müsteşar yardımcısı, Bakanlık Personel Genel Müdürü ile Yüksek Adalet Akademisi Başkanının da girmiş olmasıyla, artık bu Kurulun kontrolünün tamamen Adalet Bakanının denetimine girdiği açıktır.
Bu durumda artık yargı bağımsızlığından söz edilemez.
Esasen Adalet Bakanı ve Müsteşarının otomatik olarak Kurul üyesi olduğu bir HSYK'da, şimdi de Adalet Bakanlığı Müsteşar yardımcısı, Bakanlık Personel Genel Müdürü ile Yüksek Adalet Akademisi Başkanının da girmiş olmasıyla, artık bu Kurulun kontrolünün tamamen Adalet Bakanının denetimine girdiği açıktır.
Bu durumda artık yargı bağımsızlığından söz edilemez.
Önce halkımız referandumda ‘'evet'' oyu vererek bindiği dalı kesmiş, sonra da Hakim ve Savcılar kendi oylarıyla oluşturdukları yeni HSYK ile yargı bağımsızlığını, daha doğrusu kendi bağımsızlıklarını istemediklerini ortaya koymuşlardır.
Ne yazık ki, bu yeni yapılanmanın sonuçları sadece evet oyu verenleri değil, millet olarak hepimizi olumsuz olarak etkileyecektir.
Selçuk Gedikli
Güncelleme Tarihi: 02 Kasım 2010, 23:31