Değerli basın emekçileri......
“İNSANCA BİR YAŞAM İÇİN HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ”
Sayın Basın emekçileri
Değerli mücadele arkadaşlarım
AKP iktidarı işçi ve emekçi düşmanı politikalarını arttırarak sürdürmektedir
Seçimden çoğunluk partisi olarak çıkan AKP hükümeti, ekonomik büyüme, istihdam ve işşizlikle ilgili yeni stratejisini hazırlayarak çalışanlara dönük çok kapsamlı bir saldırı hazırlığı içersindedir.
Şu ortaya çıkmıştır ki, “teğet geçtiği” ileri sürülen krizin ülkemizi nasıl derinden etkilediği araştırmalar ile ortaya çıkmıştır. Bırakınız günlük yaşamımızdaki işsizliğin, pahalılığın, yoksulluğun nasıl hayatı çekilmez hale getirdiğini, sizlerle iki bilgiyi paylaşmamız bile krizin ülkemizi nasıl etkilediğini gözler önüne serecektir.
1-Türkiye son 4 yılda ekonomik büyüme açısından dünyada 122. sırada yer almıştır.
2-Türkiye 2009 yılında krizden en çok etkilenen 31. ülke olmuştur.
Değerli mücadele arkadaşlarım
AKP iktidarının hazırladığı hükümet programının en temel özelliği, daha öncekiler gibi ülkemizde 30 yıldır uygulanan “ucuz işgücüne dayalı” rekabet ve birikim anlayışını kalıcı hale getirmek istemesidir. 2002’den başlayarak çalışanların haklarını gerileten düzenlemeleri gerçekleştiren AKP, emekçilere son darbeyi kıdem tazminatı, esnek çalışmanın her biçimi, kiralık işçi uygulaması düzenlemeleriyle vurmaya hazırlanıyor.
En dikkatli olmamız gereken konu budur. Bu nedenle özel olarak kıdem tazminatına karşı yapılmak istenen değişiklik istemlerine olanca gücümüzle karşı durmak zorundayız. Direnmek zorundayız. Günlerdir ülkenin dört bir yanında DİSK üyeleri yürüyüşler, toplantılar düzenliyor. Afişler, duvar gazeteleri, yüzbinlerce bildiri dağıtıldı…
Şimdi mücadeleyi bir üst noktaya yükseltiyoruz.
3 Ekim 2011 pazartesi günü DİSK olarak görüşlerimizi içeren bir dosyayı TBMM de grubu bulunan partilere iletmek üzere TBMM de olacağız.
4 ekim 2011 Salı günü DİSK-KESK-TMMOB-TTB yönetici ile birlikte TBMM önünde kitlesel basın açıklaması gerçekleştireceğiz.
8 Ekim 2011 cumartesi günü Ankara da, genel olarak AKP iktidarının işçi ve emekçi düşmanı politikalarına karşı özel olarak da kıdem tazminatı için, binlerce işçinin sürgün edileceği torba yasa uygulamalarına karşı ve özel istihdam büroları girişimine karşı kitlesel bir eylem gerçekleştireceğiz. Başta DİSK- KESK- TMMOB-TTB olmak üzere tüm emek örgütleriyle birlikte, bağımsızlık için, sosyal adalet için demokrasi, özgürlükler, eşitlik taleplerimizi dile getireceğiz.
Sayın basın emekçileri
Değerli mücadele arkadaşlarım
Özel olarak AKP iktidarının başlattığı kıdem tazminatı tartışması üzerine bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
AKP iktidarının ortadan kaldırmaya çalıştığı Kıdem Tazminatı dünyanın hemen her ülkesinde var olan en yaygın ödeme türlerinden birisidir. Fransa’dan Güney Kore’ye, Hollanda’dan Hindistan’a, Arjantin’den Japonya’ya, İtalya’dan Brezilya’ya kadar neredeyse tüm dünya ülkelerinde Kıdem Tazminatı uygulanmaktadır. Elbette Kıdem Tazminatının miktarı ve uygulama koşulları ülkelerin geleneklerine, sendikal hareketin gelişmesine, toplu sözleşme düzenine ve toplumdaki sosyal koruma sistemlerinin türüne göre farklılık göstermektedir.
Kıdem Tazminatı, çalışanın ücretinin ileride ödenmek üzere ayrılmış bir parçasıdır. Bu nedenle Kıdem Tazminatı ücret dışı işgücü maliyetinin bir unsuru şeklinde görülemez ve rekabet gücünü arttırmak amacıyla azaltılması düşünülen bir ödeme türü olarak ele alınamaz.
İşveren örgütlerinin yıllardır öne sürdüğü, AKP iktidarının da benimsediği bir başka gerçek dışı değerlendirme de Kıdem Tazminatının iş güvencesi ve işsizlik sigortasının yerine geçtiğidir. Bu nedenle ülkemizde işsizlik sigortasının ve iş güvencesinin var edilmesinden sonra Kıdem Tazminatına gerek olmadığı iddia edilmektedir.
Bu “uydurulmuş” gerekçe temelden yanlıştır. Çünkü Kıdem Tazminatı ödeme durumu, iş güvencesinin olduğu yerde değil; iş güvencesinin bittiği yerde başlamaktadır. Bu anlamda iş güvencesi ile Kıdem Tazminatı birbirinin yerine geçen değil, güvenceli ve insanca bir çalışma yaşamı için birlikte bulunması gereken iki ayrı düzenleme niteliği taşımaktadır.
“Kıdem tazminat fonu” tartışmaları ise tam bir aldatmacadır.
Çalışanların çok büyük bölümünün sendikal örgütlenmeyle ilişkisinin bulunmadığı ve toplu sözleşme güvencesinde olmadığı Türkiye gibi ülkeler, sosyal koruma sistemlerinin gelişmiş bulunduğu ve çalışanların tümünün toplu sözleşme kapsamında yer aldığı ülkelerle karşılaştırılarak Kıdem Tazminatı Fonu oluşturulması önerilemez. Daha önce yaşanan “ fon “ uygulamalarının akıbeti hala hafızalardadır.
Değerli mücadele arkadaşlarım
AKP iktidarı bugün uyguladığı ekonomik politikalarla hayatımızı işsizliğin, baskının, yoksulluğun, eşitsizliğin cenderesinde ezerken, kıdem tazminatının kaldırılması tartışmalarıyla geleceğimizi, özel istihdam büroları kurulması hazırlıklarıyla örgütlülüğümüze, sendikal hak ve özgürlüklerimize saldırısını devam ettirmektedir.
Bize düşen de mücadeleyi yükseltmek ve direnmektir.
Tarihimiz bu konuda bize neler yapmamız gerektiğini göstermektedir.
Bu inançlarla bugün tek ses ve tek yürek olarak haykırıyoruz ki,
SUSMAYACAĞIZ, YILMAYACAĞIZ, TESLİM OLMAYACAĞIZ…
TARİHTE GÖSTERMİŞTİR Kİ, BASKI İLE İKTİDARINI SÜRDÜRENLER ER GEÇ YENİLECEK VE TARİHİN KARANLIĞINDA YOK OLACAKLARDIR.
DİSK-KESK-TMMOB-TTB
Güncelleme Tarihi: 28 Eylül 2011, 00:13