Milli Görüş hareketinin önde gelenlerinden Recai Kutan,Şevket Kazan’ın aralarında bulunan bir çok partili tanıtım proğramına katıldı.
Yaklaşan yerel seçimler öncesi Ankara dün tarihi bir güne tanıklık etti. Türkiye’nin her yerinden Arena’ya gelen binlerce kişi Saadet Partisi’nin Aday Tanıtım Şöleni’ne katıldı. Sabah saatlerinden itibaren Ankara sokakları Saadet Partisi bayraklarıyla dolup taştı. Türkiye’de belediyecilikte çığır açan Milli Görüş ve onun tek temsilcisi Saadet Partisi’ni bağrına basan Ankaralılar da, Arena’nın çevresini miting alanına çevirdiler.
Coşku ve heyecanın had safhaya çıktı. Şölende açılış konuşmasını Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak yaptı.
Milli Mücadele Diyorsanız, Milli Görüş’e Bakın
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, konuşmasının başında Ankara’nın milli mücadeledeki önemine işaret ederek başladı. Kamalak, “Yaşanabilir Bir Türkiye’yi”, “Yeniden Büyük Türkiye’yi” kuracak kadroları milletimizle buluşturuyoruz. Elbette bu tarihi günde, bu tarihi şöleni Ankara’da yapmamız bir tesadüf değildir. O Ankara ki Anadolu’nun parsel parsel işgal edildiği günlerde, Milli Mücadele’nin ilk kıvılcımını çakan şehirdir. O Ankara ki güzel ülkemizin kurtlar sofrasında pay edilmeye çalışıldığı günlerde fikri direnişi başlatan şehirdir. Her şeyin bitti sanıldığı anda, “Hayır. Her şey asıl şimdi başlıyor.” diyen şehirdir. Güce teslim olmayan, mandayı kabul etmeyen, esaret ve dayatmaya boyun eğmeyen şehirdir. İşte bugün Ankara’da aynı ruh, aynı heyecan ve aynı coşkuyla toplandık. Nasıl ki Ankara, bağımsız Türkiye’nin ilk işaret fişeği olduysa, bugün yaptığımız bu tarihi toplantı da “Yeniden Büyük Türkiye” ve “Adil Bir Dünya”nın müjdesi, olacaktır. Çünkü Milli Görüş, 600 yıl dünyaya huzur, barış ve adalet dağıtmış bir ecdadın görüşüdür. Milli Görüş, tarih boyunca özgürlüğün, adaletin, hoşgörünün öncüsü olmuş bir medeniyetin görüşüdür” dedi.
Milli Görüş, Atıf’ın, Akif’in Görüşüdür
Kamalak, konuşmasında ülkenin manevi değerlerini de anarak, “Şu an öyle bir salondayız ki hemen arkamızda Allah dostu Hacı Bayram Veli Hazretlerinin türbesi var. Yine öyle bir salondayız ki, hemen 1 kilometre ötemizde, büyük vatan kahramanı Mehmet Akif’in, İstiklal marşını yazdığı Tacettin Dergâhı var. Böylesine manevi bir iklimin tam ortasındayız. İşte Milli Görüş, Hacı Bayram-ı Veli’nin görüşüdür. Milli Görüş, Mehmet Akif’in görüşüdür. Milli Görüş, inandığı değerler için canını vermekten asla çekinmeyen ve şu Ulus Meydanı’nda “Lailaheillallah” diyerek gözünü kırpmadan ipe giden İskilipli Atıf Hoca’nın görüşüdür. Sizler bu toprakların hem geçmişin hem de geleceğini temsil ediyorsunuz. İdeallerin yerini ihtirasların aldığı, değerlerin yozlaştırıldığı bir dönemde, yeni bir Dünya umudunu sizler zinde tutuyorsunuz. Bu yüzden bu salona bakınca içim içime sığmıyor. Çünkü ben bugün burada yeniden Milli Mücadelenin şahlanışını görüyorum. Emanete sahip çıkanları, sözünden dönmeyenleri görüyorum. “Kim var?” diye sorulduğunda, sağına, soluna, ardına bakmadan “Ben varım.” diyenleri görüyorum “Kudüs işgal altındayken, ben nasıl olur da uyuyabilirim?” diyen Sellahattin Eyübbil’eri görüyorum “Ya İstanbul beni alır ya ben İstanbul’u” diyen Sultan Fatih’leri görüyorum. Ben Size Bakınca, “Hayat iman ve cihattır.” diyen Necmettin Erbakan’ı görüyorum” değerlendirmesini yaptı.
Kamalak: En Büyük Kumpası Milli Görüş’ü Bölenler Kurdu
Şimdi Sayın Başbakanın başdanışmanı kalkıyor, “Orduya kumpas kuruldu.” diyor. Ey AKP, ey sayın başbakan, ey danışman! Milli Görüş’ü bölen siz değil misiniz? Bu kafayla iktidar olunmuyor deyip küresel egemenlerle işbirliği yapan siz değil misiniz? Biz uzlaşarak, anlaşarak yürüyeceğiz diyen siz değil misiniz? İslam birliğini hayalcilik, Amerika’ya direnmeyi marjinallik diye gören siz değil misiniz? İkbal ve istikbali küresel egemenlerde arayan siz değil misiniz? “Erbakan’la olmuyor.” diyen siz değil misiniz? Ne oldu da şimdi dış güçlerden, küresel operasyonlardan, paralel yapılardan şikâyet ediyorsunuz. Ey AKP, hiç kusura bakma kendi acizliğini mağduriyet edebiyatıyla örtemezsin. Bizi de kendi günahına alet edemezsin. Hele hele kumpastan hiç bahsedemezsin. Eğer illa bir kumpas varsa, son 50 yılın en büyük kumpasını Milli Görüşü bölenler kurdu. Bu vesileyle bir kez daha haykırıyorum! Saadet Partisi hiçbir kavganın tarafı değildir. Hiçbir kumpasın içinde yoktur. Bundan sonra da olmayacaktır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sadece Hak’kın ve halkın yanında olacaktır. Saadet Partisi inandığı doğruları en gür sesle söylemeye devam edecektir. Hiç kimse bizim hakkı söylememize engel olamaz. Hak yolunda susarsak namerdiz. Yaşanan gelişmeler, 40 yıl sonra anlaşılsa da, hep Milli Görüş’ü haklı çıkarmıştır. Bu yüzden Milli Görüş politikalarına dönülmedikçe, ne ülkemizde ne de İslam dünyasında huzur ve barışın sağlanması mümkün değildir. Şimdi önümüzde tarihi bir fırsat var. 2014’de yapılacak yerel seçimlerde milletimizle el ele yürek yüreğe vereceğiz. Bu bozuk, rüşvetçi, soygun düzenini değiştireceğiz”
Kamalak: Partilerin Değil; Düzenin Alternatifiyiz
İslam ülkeleri tarihte olmadığı kadar perişan. Her yerde gözyaşı her yerde kan. Emperyalizm, şu anda 20. Haçlı seferini yapıyor. Adım adım Büyük İsrail Projesi uygulamaya konuyor. Sudan ikiye bölündü. Irak üçe bölündü. Libya, yediye bölündü. Mısır’ın akıbeti ortada. Suriye paramparça! Burnumuzun dibinde yüzyılın en büyük insanlık dramı yaşanıyor. Ateş kapımıza dayandı. Ama bu iktidar, yangını söndürmek için körükle gidiyor. Rotasını kaybetmiş gemi gibi bir o yana bir bu yana savruluyor. Saadet Partisi bu mazlum coğrafyanın kurtuluşu için bir tercih değil, bir zorunluluktur. İşte tablo ortada. İktidarı da muhalefeti de görüyorsunuz. Biz “Yeni Bir Dünya” kurmaktan bahsederken, onlar suyu bitmiş kuyudan, kim bir tas daha fazla alır derdinde. Açık söylüyorum; Saadet Partisi iktidara gelmeden, yolsuzluğun, usulsüzlüğün, rüşvetin, talanın, kayırmacılığın, haksızlığın önlenmesi mümkün değildir. Çünkü biz partilerin değil düzenin alternatifiyiz. Bu düzen bozuktur. Bu tezgâh bozuktur. Bozuk tezgâhtan sağlam ürün çıkmaz. Biz var olan tezgâhta taşeron olmaya değil bu bozuk tezgâhın yerine adil bir düzen kurmaya geliyoruz.
Bankaların Yüzde 44’ü, Borsa’nın Yüzde 70’i, Sigorta Şirketlerinin Yüzde 80’i Yabancıların
Mevcut İktidar Ülkeyi tam bir felaketin içine sürüklemiştir. Sosyal barışı bozmuştur. Şimdi İstiklal mücadelesinden bahsediyorlar. Kime karşı mücadele? Kime karşı savaş? Düşmanımız kim? Kiminle savaşacağız? 55 yıldır girmek için hazır ol da beklediğimiz Avrupa ile mi savaşacağız? Yoksa içe dönüp milleti birbirine mi kırdıracağız? Ülkemizin diğer dengeleri de bozulmuştur. Türkiye’de bankaların yüzde 44’ü, Borsa’nın yüzde 70’i, sigorta şirketlerinin yüzde 80’i yabancılarındır. Bütün stratejik kuruluşlarımız yabancıların kontrolüne girmiştir. İşte bu modern soygundur, modern sömürgeciliktir. Türkiye sömürülüyor. Son 12 yılda zengin daha zengin, Fakir ise daha fakir oldu. Bankalar 10 yılda kazanacakları parayı 2 yılda kazandılar. Peki, soruyorum? Çiftçi, emekli, işçi, esnaf ne durumda? Hepsi perişan… Hepsi yoksulluk ve hayat pahalılığı altında inim inim inliyor. Maalesef Hükümetin 12 yıldır uyguladığı ekonomi politikası mutlu azınlığı memnun etmekten başka bir işe yaramamıştır. Milletimizin alın teri, kazancı bir avuç faizciye gitmiştir. Peki biz ne yaptık? Milli Görüş olarak Refah-Yol Hükümetinde sadece 11 ay hükümet olabildik. Onun da yarısında şeytan taşlamaktan abdest almaya vakit kalmadı. Ama buna rağmen 9 ay gibi kısa bir sürede 100 yılın en büyük dış politik açılımı olan D-8’leri kurduk. İslam Birliği’nin nüvesini oluşturan 8 büyük İslam ülkesini bir araya getirdik. Cumhuriyet tarihinin ilk ve tek denk bütçesini yaptık. Rantiyenin hortumunu kesip, fakir fukaranın yüzünü güldürdük.
Bizim Ne Hasedimiz Ne De Kasetimiz Var
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Türkiye bugün tıkanmıştır diyerek sözlerini sürdürdü. Kamalak’ın hem dış politika hem iç politika ve son günlerdeki çekişmeleri de içeren konuşmasının satır başları ise şöyle:“Türkiye bugün tıkanmıştır: Siyaseten tıkanmıştır. Ahlaken tıkanmıştır. Ekonomide tıkanmıştır. Dış politikada tıkanmıştır. Türkiye kısır kavgaların, işi boş polemiklerin, seviyesiz tartışmaların esiri edilmiştir. Türkiye’nin yeni bir sese, yeni bir söze, yeni bir siyasete ihtiyacı vardır. Bu sesin adresi Saadet Partisidir. Çünkü Saadet Partisi, kökünü maziden alan atidir. Partimiz, kadim gelenekleriyle kerim geleceğe yürüyen partidir. Saadet Partisi karanlıktan aydınlığa, zulümden adalete çıkıştır. Saadet Partisi makamın ve servetin değil, hakkın ve hakikatin peşinden gitmenin adıdır. Bizim ‘Ne hasetimiz var, ne de kasetimiz !’ Bu yüzden kimse bizi bu ülkenin insanına tuzak kurmakla suçlayamaz.
Bedel Ödedik, Ülkeye Asla Bedel Ödetmedik
Kimse bizi birlikte yola çıktığı insanları yarı yolda bırakmakla suçlayamaz. Kimse bizi ABD, AB ve İsrail’in maşası olmakla suçlayamaz. Kimse bizi gizli kapaklı işler çevirmekle suçlayamaz. 4 tane partimiz kapatıldı, Engellendik, yasaklandık. Üzerimize tanklar sürüldü. Ama tek bir taş atmadık. Tek bir kem söz söylemedik, kimseye halel getirmedik. Biz bedel ödedik, hem de çok ağır bedeller ödedik. Ama milletimize, ülkemize asla bir bedel ödetmedik. Çünkü bizim feryadımız, düşmanlığımızdan değil, bu vatana, bu millete bu ülkeye olan sevdamızdandır. Her seçim önemlidir. Ancak bu seçim tarihi bir seçimdir. İnşallah bugün “Bismillah” diyerek, Türkiye’mizin bu en büyük salonunda, önümüzdeki yerel seçimlerin startını veriyoruz. “Asıl yarış şimdi başlıyor.” diyoruz. Türkiye’de efsane hizmetleriyle belediyecilikte çığır açan Milli Görüş kadroları bu seçimlerde yönetimi devralarak, milletimizi özlediği hizmetlere yeniden kavuşturacaktır. Ancak şundan emin olunuz. Bu seçimlerde sadece belediye başkanlarını seçmeyeceksiniz. Vereceğimiz her bir oyla, Türkiye’nin yolunu, yönünü de belirleyeceksiniz. Sadece şehirlerimizin değil, bir bütün olarak Türkiye’nin geleceğine karar vereceksiniz. Türkiye Batı’ya uydu mu olacak yoksa İslam ülkelerine öncü mü olacak? İslam Birliğini mi kuracak, yoksa Avrupa Birliği’nin kapısında mı bekleyecek? Mazlumlara umut mu salacak, yoksa zalimlere payanda mı olacak? Yeni Bir Dünya mı kuracak, yoksa küresel beylere taşeron mu olacak? Mazlum milletlere lider olmak varken, zalimlere niçin uşak olalım?”
Gerçekte Sadece İki Parti Vardır
Hizmet ve başarının temelinde zihniyet yatar. Milli Görüş’ün içerdiği ilkelere inanan ve bu ilkelere göre çalışan idareciler efsanevi hizmetlerin altına imza atarlar. Şayet, aynı yöneticiler bu ilkelerden uzaklaşır ve Milli Görüş gömleğini çıkarırlar ise, benzer başarıyı sağlayamazlar. Çünkü şahısların başarı veya başarısızlıkları, inandıkları ilke ve kurallardan kaynaklanır. Hakkı üstün tutanlar, ibadet aşkıyla çalışanlar, ülkesine ve insanlığa büyük hizmetler yaparlar. Milli Görüşçüler başarılıdır. Çünkü Milli Görüş’ün temelinde aşk vardır, sevgi vardır, şefkat vardır. Barış ve kardeşlik vardır. Bu yüzden hep diyoruz ki siz bakmayın bu ülkede 70 tane parti olduğuna. Seçime 26 tane partinin girdiğine. Gerçekte sadece iki parti vardır. Birisi Milli Görüş’ü temsil eden Saadet Partisi, biri de, taklitçi görüşü temsil eden diğerleri…Milli Görüş bu ülkede, defalarca hükümet oldu. Defalarca koalisyon ortağı oldu. En önemli bakanlıkları yönetti. Yerel yönetimlerde iktidara geldi. Peki ne belediyelerimiz hakkında, ne de bakanlarımız hakkında, bir tane şaibe duydunuz mu! Bir tane usulsüzlük gördünüz mü! Bir tane yolsuzluk imasına şahit oldunuz mu! Hayır! Tam tersine, Milli Görüşçü kadrolar genel ve yerel yönetimlerde, rüşveti, iltiması, kayırmacılığı ve yolsuzluğu tarihe gömdü. Hepiniz hatırlarsınız; yerel yönetimlerde iktidara geldiğimizde ilk işimiz; belediyelerin girişine, “Rüşvet alan da veren de melundur” tabelası asmak olmuştu. Hakkımızda tek bir şaibe, tek bir usulsüzlük bulamayanlar, bizi irtica ile suçladılar. İslam’a hizmet etmekle suçladılar. Biz de “elhamdülillah’’ dedik. Onların suçlamaları, elhamdülillah, bizim için iftihar vesilesidir, şeref madalyasıdır.
O Gelse Ne Olur, Bu Gelse Ne Olur
Ancak, millete hizmet gitmesinden rahatsız olanlar, artık istedikleri ihaleyi istedikleri fiyata alamayanlar, rüşvet çarkları bozulanlar harekete geçti. İrtica yaygaralarıyla, laiklik paranoyalarıyla partilerimizi kapattılar. Son olaylar bir kez daha göstermiştir ki, Milli Görüş’ün yolunu keseceğiz diye aslında milletin yolunu kestiler. Bizi kapatanlar, yolsuzluğun kapısını açtılar. Bizi yasaklayanlar rüşvetin önünü açtılar. Hepsinin neredeyse belediye sayıları kadar, soruşturma dosyası var. Rant var, ihaleye fesat karıştırma var, adam kayırma var, usulsüzlük var, yolsuzluk var, rüşvet var. Şimdi bildiğiniz gibi buna Hükümet üyelerinin bir biri ardına patlak veren skandalları eklendi. Ortalık yolsuzluk iddiasından geçilmiyor. Ama bu tabloya rağmen, seçim öncesi yine aynı oyun oynanmaya çalışılıyor. Aynı horoz döğüşü yine sahneye konuluyor. Aman ha oyları bölmeyin diyorlar. O gelse ne olur, bu gelse ne olur. AKP gelse ne olur, CHP gelse ne olur.
Acizliğinizi Mağdur Edebiyatıyla Örtmeyin
Bu gerçeklere rağmen AKP kalkmış küresel güçlerin operasyonundan bahsediyor. Peki, adama sormazlar mı, yahu 12 yıldır bu küresel güçlerle iş tutan sen değil misin? Yılda üç defa Amerika’ya giden sen değil misin? Donanma gemilerimizi Libya’yı işgal için NATO’nun emrine veren sen değil misin? 12 yıldır istediğin atamayı yapmadın mı? İstediğin yasayı değiştirmedin mi? İstediğin kararnameyi çıkarmadın mı? İstediğin bürokratı görevden alıp istediğini getirmedin mi? Şimdi hangi hakla küresel operasyondan, paralel yapılanmadan bahsediyorsun? Eğer sen işbaşına geldiğinde bu paralel yapılanma vardı ise neden 12 yıldır müdahale etmedin? Yok, eğer 12 yıl önce yoktu da şimdi varsa, senin döneminde kuruldu, senin suçun.
Gözlerde Azim ve Kararlılık Görüyorum
Saadet Partisi Kurucu Genel Bakanı ve ESAM Genel Başkanı Recai Kutan ise konuşmasında “Bu muhteşem tablo için Cenab-ı Hakk’a şükrediyorum” dedi. Kutan ise konuşmasında şu hususlara dikkat çekti: “Temeli sevgi, şefkat, huzur, barış, hak ve adalet olan Mili Görüş davasının hizmetkarları hep bir arada. Buraya iştirak eden, milli görüşçü kardeşlerim hepsinin yüzünde, gözünde azim, kararlılık görüyorum bundan dolayı Cenab-ı Hakka hamd-u senalar ediyorum. Milli görüşün daha önce 4 partisi kapandı. En son partimiz Saadet Partisi. 13 yaşında genç bir parti. Ancak Saadet Partisi, temeli 45 yıl önceye giden, dalları gökleri ulaşan milli görüşün bir parçası. 1969 yılında rahmetli Erbakan hocamızın ilk defa milli görüşün siyasi sahada yürüyüşe başladığı bağımsızlar hareketi sırasında cereyan eden bir olayı anlatayım. Yaşlı bir amca Erbakan’a, ‘güzel çalışmalar yapıyorsunuz iyi de acaba bir çiçekle bahar gelir mi?’ diye sordu. Muhterem rahmetli hocamız, kendisine şu tarihi cevabı verdi. ‘Evet haklısın bir çiçekle bahar gelmez, ama bilesin ki her bahar bir çiçekle başlar’ diye. Muhterem kardeşlerim o gün bir çiçek vardı açan. Kendisini rahmetle, minnetle hasretle andığımız hocamız vardı. Bu salona bakıyorum da on binlerce çiçek açmış durumda. Erbakan hocamızı tekrar rahmet ve minnetle anıyorum. İslam alemi şu dönemde büyük sıkıntılar içinde. Bulunduğu durumlar ortada. Pek çoğunda zulüm var. Gözyaşı, kan var. Bütün Müslümanların elbette bir çözüm bulmaları gerekir. Eskiden, mazlumlar ayağa kalkmadıkça zalimler diz çökmez derdik. Onun için ezilen, hor görülen, zulüm gören mazlumlar için tekrar ayağa kalkacağız inşallah. Bunun ilk adımı da şu yerel seçimlerde en güzel başarıyı elde etmek. Refah Partisi, yerel seçimlerde başarı gösterdikten sonra meclise girdi. O yüzden bu seçim çok önemlidir”
Sadece Allah’a güveniyoruz Allah’a dayanıyoruz
Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk, Saadet Aday Tanıtım Toplantısında yaptığı konuşmada, “Seçimlerde yapacağımız tebliğ çalışmasında yaklaşımımız ve üslubumuz çok önemli. Aşırılıklardan uzak durun bizim yolumuz orta yoldur. Batılılara yaranmak için kendimizi inkar edemeyiz. Bize zararı olur diye Hakkı söylemekten, savunmaktan vazgeçemeyiz. Milletin maddi ve manevi huzuru için çalışır, başkalarına faydalı olmaya çalışırız. İktidarı hatalarından dönmeye hakka yönelmeye davet ediyoruz. Bugün içinde yaşadığımız dünyada akan kan Müslüman kanı. Dünyaya ırkçı emperyalizm hâkim olduğu için zulümler oluyor. Tekrar bir Saadet Dünyasının kurulması Millî Görüşçülerin gayretiyle olabilir. Bu cihadı yapacak olan sizlersiniz” şeklinde konuştu.
Saadet Partisi tam kadro Arena’daydı
Onbinlerin hazır bulunduğu şölende yaşlısı ve genciyle Milli Görüş Camiası ve Saadet Yönetimi de tam kadro hazır bulundu. Şölene YİK Başkanı Oğuzhan Asiltürk, Yüksek İstişare Kurulu Üyeleri, Saadet Kurucu Genel Başkanı Recai Kutan, Ahmet Tekdal, Fehim Adak, Temel Karamollaoğlu, Saadet Genel Başkan Yardımcıları, Saadet Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Fatih Erbakan ve çok sayıda misafir katıldı.
Saadete iltihak
Saadet Partisi’nin düzenlediği Aday Tanıtım Şöleni programının son kısmında ise partiye iltihaklar oldu. Kırıkkale Bahşılı Belediye Başkanı Halil İbrahimBişkin, Balıkesir Bigadiç Belediye Başkanı Mustafa Göksel, Aksaray Ağaçören Belediye Başkanı Fırat Salman, Yozgat Akdağmadeni Umutlu Belediye Başkanı Hidayet Karabulut, Sivas Altınyayla Deliilyas Belediye Başkanı Ali Deniz, Zonguldak Ereğli Kandilli Belediye Başkanı Nihat Saral Saadet Partisi’ne iltihak etti.
Bu seçimler çok önemli
Saadet Partisi Kurucu Genel Bakanı ve ESAM Genel Başkanı Recai Kutan ise konuşmasında “Bu muhteşem tablo için Cenab-ı Hakk’a şükrediyorum” dedi. Kutan:“Temeli sevgi, şefkat, huzur, barış, hak ve adalet olan Mili Görüş davasının hizmetkarları hep bir arada. Buraya iştirak eden, Milli Görüşçü kardeşlerim hepsinin yüzünde, gözünde azim, kararlılık görüyorum bundan dolayı Cenab-ı Hakka hamd-u senalar ediyorum. İslam alemi şu dönemde büyük sıkıntılar içinde. Bulunduğu durumlar ortada. Pek çoğunda zulüm var. Gözyaşı, kan var. Bütün Müslümanların elbette bir çözüm bulmaları gerekir. Eskiden, mazlumlar ayağa kalkmadıkça zalimler diz çökmez derdik. Onun için ezilen, hor görülen, zulüm gören mazlumlar için tekrar ayağa kalkacağız inşallah. Bunun ilk adımı da şu yerel seçimlerde en güzel başarıyı elde etmek. Refah Partisi, yerel seçimlerde başarı gösterdikten sonra meclise girdi. O yüzden bu seçim çok önemlidir” değerlendirmesinde bulundu.
Hodri Meydan Elin Milletin Önünde Konuşalım
Şölende konuşan Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Selman Esmerer, “Gün yeniden besmele çekme günüdür” diyerek konuşmasına başlayarak, “Rüşvet alanda veren de memnundur Türkiye’sine getirenler. Artık bunların devri bitmiştir. Rüşvet alana veren de melundur diyenlerin devridir artık. Hırsızlık yapanın alternatifi hırsız olamaz. Yok birbirlerinden farkı. Çalmayacak, çırpmayacak, milletin hakkını koruyacak sadece Milli Görüş vardır. AKP, İstanbul’u sağlam irade afişleri ile donattı. Biz bir yerel seçime gidiyoruz. Başbakan seçmiyoruz. Strateji aynı, yine kendini ön plana çıkartarak, yorgun, yıpranan kendi belediye başkan adaylarına güvenmiyor. Peki arkadaşlar soruyorum. On yıldır ne ile övünüyordunuz. Askeri vesayeti kaldırdık dediler. Ama şimdi Sayın Başbakan dahil, ‘Ordu’ya kumpas kuruldu’ diyorlar. Buna sağlam irade değil, şaşkın irade denir. Dün başka bu gün başka. Böyle sağlam irade olabilir mi? Bu projeye, bu kutuplaşma siyasetlerine kanmayın. Projeleri yok, millete söyleyecek sözleri yok. Hodri meydan diyoruz. Gelin milletin önünde konuşalım. Bir kavga siyaseti üzerinden seçim çalışması götürülmeye çalışılıyor” diye eleştirdi.
AKP’yi Uğurlama Merasimi Başlamıştır
Saadet Partisi Konya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Özkafa da “Hakikaten 1989 yılında Anavatan iktidar iken, o zamanlar hiç kimse bizim Konya’ya gelebileceğimizi tahmin etmiyordu. Mevlana şehri Konya’da inşallah şimdi de ümitvar bir havayı görüyoruz. Milli görüş, gerek yerel seçimlerde gerekse de iktidarda en hayırlı hizmetleri getirmiştir. O yıllarda da şimdi olduğu gibi siyasi buhranlar ve ekonomik sıkıntılar vardı. Şimdiki belediyenin 1 trilyon borcu var. Bizim dönemimizde borçları yine eskiden olduğu gibi sıfırlayacağız. Biz hizmetlerimizi artırırken, mevcut partinin temsilcileri ise sadece reklam panolarının boylarını uzatıyorlar. AKP’yi uğurlama merasimi başlamıştır” şeklinde konuştu.
Dün akşam Ankara dan morali yüksek olarak dönen Saadet Partisi Pamukova Belediye başkan adayı Ahmet Şen ilçeye gelir gelmez esnaf ziyaretlerine başladı.
Ankara da gördüğü havanın muhteşem bir kalabalık ve ortam olduğunu da söyleyen Şen:
“Pamukovalılara güveniyorum. Yaptığımız seçim gezilerinde gördüm ki insanlarımız eski yöneticilerden bıkmışlar. Artık yeni yöneticiler istiyorlar. 30 Martta bunu herkes görecek. Bizim insanımız bir kere inandı mı onu kimse yolundan döndüremez. Kandıramaz. Halkımız her şeyin farkında.” Dedi.
Haber ve fotolar Fehmi DUMAN sakarya54.net
Güncelleme Tarihi: 04 Şubat 2014, 04:41
Haber ve fotolar Fehmi DUMAN sakarya54.net