banner400

12 Eylül darbecilerine yargı yolu açıldı mı?...

Avukat Selçuk Gedikli medyabar da köşe yazmaya başladı. Pamukovalılarında yakından tanıdığı Gedikli ikinci yazısında “Darbecilerin yargı yolu açıldı mı” diye sordu.

12 Eylül darbecilerine yargı yolu açıldı mı?...
İşte Selcuk Gedikli’nin yazısı:
12 Eylül darbecilerine yargı yolu açıldı mı?...
Anayasa değişikliği hakkındaki yasanın referandumda kabul edilmesi için, başta iktidar partisi AKP olmak üzere, değişikliği destekleyen bazı başka partiler veya kendilerine ‘'aydın'' diyen bazı keramet sahipleri (!), anayasanın geçici 15. Maddesinin kaldırılmasıyla 12 Eylül darbecilerine karşı davalar açılacağı ve onlardan hesap sorulacağı yönünde yoğun bir propaganda yapmışlardır.
Anayasadan çıkarılan geçici 15. madde ne idi ?.. Bu maddeyi yeniden hatırlayalım.
‘'12 Eylül 1980 tarihinden ilk genel seçim sonucu toplanacak TBMM Başkanlık Divanı oluşuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk Milleti adına kullanan 2356 sayılı kanunla kurulu Milli Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis hakkındaki kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci veya görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır''.
Peki, anayasanın geçici 15. maddesi referandum sonucunda yürürlükten kaldırıldığına göre, şimdi 12 Eylül 1980 askeri darbesinin sorumlularına karşı yargı yolu açılmış mıdır ?
Hayır, açılmamıştır..
Çünkü ;
Anayasanın 38. Maddesindeki " Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılmaz "hükmü halen yürürlüktedir.
Bu hüküm, evrensel ve demokratik tüm hukuk düzenlerinin değişmez ana kurallarından biridir.
Ayrıca Türk Ceza Kanununun 7. maddesinde ise şöyle denilmektedir ;
‘'İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez''.
‘'İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz''.
‘'Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur''.
Bu anayasa ve yasa maddelerinin halen yürürlükte olduğu dikkate alındığında, geçici 15. maddenin referandum yoluyla anayasadan çıkarılmış olmasının,12 Eylül darbecilerine veya onların yardımcılarına karşı dava açılmasına imkan sağlamadığı, bunun aksini iddia edenlerin hukuksal dayanaktan yoksun bulundukları çok açıktır.
Kaldı ki, 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 30 yıl geçmiştir.
Türk Ceza Yasasının 66. Maddesinde öngörülen 30 yıllık zamanaşımı dolmuştur. Zamanaşımının dolması nedeniyle de dava açılması artık mümkün değildir.
Özetleyecek olursak, gerek Anayasanın 38. maddesi ve gerekse Türk Ceza Kanununun 7. maddesindeki hükümler ile, yine TCK'nun 66. maddesindeki zamanaşımını hükümleri karşısında, referandumla Anayasanın geçici 15. Maddesinin kaldırılmış olması, 12 Eylül darbecileri ve yardımcıları hakkında herhangi bir ceza veya hukuk davası açılmasının yolunu açmamıştır.
Referandum öncesinde böyle bir propagandanın yapılmış olması, seçmenin ‘'evet'' oyu kullanmasını sağlamaya yönelik kocaman bir yalandan ibarettir. 16.09.2010
Selçuk Gedikli
Güncelleme Tarihi: 18 Eylül 2010, 02:24

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER