Pamukova da yaşadığımız anlarda zaman zaman ağır eleştiriler de bulunduğumuz burun kıvırıp, yeri geldikçe ağır eleştiriler yaptığımız güzel ilçemizin kıymetini ancak oradan uzaklaştıktan sonra anlayabiliyoruz.
Bizde Pamukova haber ekibi olarak 1 hafta tatil yapmak için biraz uzak kaldığımız ilçemizin kıymetini daha iyi anladık. Bazı zamanlar geri kalmışlıkla suçladığımız, bazı zamanlar havasını suyunu beğenmediğimizi söylediğimiz ilçemizin öyle olmadığını gördük.
İŞTE GÖRÜNTÜLER VE BİZDE BIRAKAN İZLERİ
Sıcakların mevsim normalleri üzerinde seyrettiği şu günlerde ilk gezimize ilçemizden başlıyoruz. Pamukova da 9 Temmuz Pazartesi günü hava sıcaklığı gölgede 35 derece olduğu anda Kartepeye çıkıyoruz. 20 dakika sonra herkesin ulaşabileceği Kartepe’ye yaklaştıkça hava Sıçaklığı 10 derece gibi ani bir düşüşle yerini sisli ve soğuk bir havaya bırakıyor.
Altıoluk yaylasında su içmek için indiğimizde arabamızda bulunan kazak ve üzerimize mont alma ihtiyacı hissediyoruz. Soğuk suyu içip üzerimize aldığımız kalın giysileri çıkarmadan arabanın soğuk esen klimasını kapatmak zorunda kalıyoruz.
Bu arada Pamukova’ya Kartepe den gelen yolun kara yolu olduğunu hatırlatarak greyderlerin yaptığı çalışma sonunda mükemmel bir yol olduğunu da hatırlatalım. Kocaeli Maşrukiye tarafından gelen asfalt yola kadar çok güzel olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. İzmit veya İstanbul’dan gelmek isteyenler için daha kısa ve güzel bir yol’dan Pamukova ya gelinebilir. Mükemmel bir doğal ortam, buz gibi sular içilerek isteyenler herhangi bir yerde durup piknik yapılabilirler.
KARTEPE VERİCİLERİ ÇEVRESİ SİS VE BÖLGEDE TAM BİR SONBAHAR HAVASI VAR.
Pamukova-Karapınar-Ağaççılar-Eskiyayla köyü üzerinden Öküzyatağı-Salimbey sapağı ve Altı Oluk yaylasından sonra tam karşınızda 1500 metre rakımlı eski adı Keltepe, yeni adı Kartepe olan zirveye çıkmak için 3-5 km lik bir dağ yolundan sonra zirveye varabiliyorsunuz. Gerçi TRT ve Polis Radyosu vericilerine çıkmak için Kocaeli belediyesi orman parkından sonra Arnavut kaldırımlarını andıran bir yoldan devam etmek durumundasınız.
Vericilere yaklaştıkça yüksek orman ağaçlarının kapladığı, yol kenarında dağ çileklerinin kırmızı görüntüleri arasında ilerledikçe sis perdesinin daha da yoğunlaştığını fark ediyorsunuz. Sis çevrede yağmur getiriyor. Yol kenarında görebildiğiniz bitkiler, ağaçların yaprakları sabah çiğini hatırlatıyor. Sis bulutundan yağmur damlaları düşüyor. Hava sıcaklığı düştükçe düşüyor. Taş yoldan ilerledikçe yol üzerinde kesim yapan orman çalışanlarıyla karşılaşıyorsunuz. Çalışanlar kesim motorları ellerinde baltalar la yola yıkılmış kayın ağaçlarını buduyorlar. Tam çalışma zamanı görüntülüsü var terleme yok, güneş yok kavuran sıcaklar yok, Hatta insanın içinden elbiseleri ıslanmış çalışanların biraz sıcak çıksa da ısınsak diyeceklerini hissediyorsunuz.
Kartepe’nin zirvesinde sadece TRT vericilerini bekleyen görevlilerle Polis Radyosu vericisini bekleyen 1 görevli var. Polis radyosu vericisi görevlisi bizi görünce seviniyor. Sıcak bir karşılamadan sonra insana hasret olduğu sohbet etmek için elinden gelen misafirperverliği göstermesinden anlaşılıyor. Üzerinde bir kışlık paltosu ile duran bu adam çay ikramı yapıyor. Uzun yıllardır burada görevli olduğunu canı sıkıldığı zaman TRT vericilerinde çalışan iki görevlinin yanına gittiğini onlarında gün içinde kendini ziyarete geldiklerini ve böylece zaman geçirdiklerini söylüyor. Bizler kayak merkezini görmek istiyoruz. Ancak kayak merkezinin en zirvesindeki restaurant ta onarım çalışması yapılıyor. Zaten sis yüzünden uzakları görmek mümkün değil. Biz sohbet ederken bir gürültü geliyor az sonra bir iş makinesinin yanımızdan geçtiğini görüyoruz. Selamsız sabahsız yanımızdan geçen operatöre bekçi kızıyor. “Adam olsa selam verir” diyor.
Pamukova-Kartepe yolculuğumuzun son noktasında Pamukova da 35 derece sıcaklıktan kurtulup soğuk havayı teneffüs ettikten sonra yeniden sıcak evimize geliyoruz. İstesek yeniden o soğuk havayı almak için 20 dakika sonra Kartepe ye çıkabiliriz ve herkes çıkabilir. Böyle bir güzel bölgede yaşadığımızı unutmayalım.
HADİ ŞİMDİ ÇOĞUMUZUN BALLANDIRARAK ANLATIKLARI YERLERE GİDELİM.
Güzergahımız İznik-Bursa-Çanakkle-Attınokul-Akçay-Küre-Edremit-Havran-Balıkevsir-Susurluk-Bursa-İznik ve Pamukova
9 Temmuz Pazartesi günü Pamukova Kartepe yaylasından sonra Salı sabah çıktığımız gezimizde ilk durağımız Çanakkale olmak üzere 500 km sürecek yolcuğumuz başlıyor.
Mekece’de yapılan yol çalışmaları nedeniyle yol Osmaneli yakınlarından İznik Beşevler Köyü yakınlarından eski yola girebiliyoruz. İznik ten gölün sağındaki yoldan Orhangazi’ye geçmeniz gerekiyor. Orhangazi den sonra Bursa’ya kadar yol açık çift yoldan rahat gidebiliyorsunuz. Bursa da Özdilek merakınız yoksa çevre yolundan Karacabey yoluna devam etmeniz gerekiyor. Karacabey den sonra Balıkesir yoluna girerseniz bir daha Çanakkele yönüne dönebilmeniz mümkün değil. Bilmeyenler için yol ayrımlarını sizlere hatırlatacak yanınızda mutlaka birisi olmalı aksi taktir de yolunuz çok uzayabilir.
Çanakkale yol ayrımından sonra sık sık yol çalışmaları ve yer yer tek yöne verilmiş yollardan gitmek zorundasınız.
Burada mukayese için yazımıza yol ayrıntılarını ayırıyoruz. Amacımız bir an önce İlk varacağımız yer Çanakkale ye ulaşmak.
Yollar da çalışmalar var. Biga ile Lapseki arasında onlarca defa yol tek şerite verilerek geçiş sağlanıyor.
ÇANAKKELE İÇİNDE AYNALI ÇARŞI
Türkiye’nin rüzgar enerjisi üretimi bakımından en başlarında gelen Çanakkale sert esen rüzgarlar 90 dolayında rüzgar gülünü çalıştırıyor. Görebildiğiniz tepelerde kol kola vermiş çok sayıda rüzgar gülü var. Ama günlerde o güllere bakarak sanmayın ki şehir de rüzgar esiyor. Çanakkale de hava Sıçaklığı 40 ile 50 derece arasında hava çok Sıçak, gündüzleri insanlar dışarıya çıkmıyor. Sokaklarda sadece zorunlu alışveriş yapanlar var.
Çanakkale de geceleri rüzgar ve serin hava alabilmek için insanlar sahile akın ediyor. Sahilde insan seli var. Yere iğne atsan düşmez benzetmesi yapmak yanlış olmaz. Belediye ise sahil şeridini genişletmiş. Yerler mermer, yer yer Arnavut kaldırımları ile döşenmiş. Sahilde hareket içinde olan kalabalıklar Truva atının çevresinde gecenin loş ışıkları altında fotoğraflar çektirip, tarihi anıtları incelemekle ve birde yemek içmekle meşguller. Orada esnaf olmak gerçekten hem zor hem de çok zevkli olmalı. Bir ilginçlik görüyor insan. Bir dondurmacının önünde banklarda, yerlerde oturarak bir dondurma alabilmek için sabırla bekleyenleri görünce insan merakla o insanlara bakmadan edemiyor. Dondurmacı halinden memnun, bekleyenlerde yerlerde, banklarda beklemekten memnunlar.
Çarşamba günleri Çanakkale’nin önemli günlerinden birisi. Hafta iki gün boğazdan rengarenk ışıkları ile geçen yolcu gemisının geleceği saati bekliyorlar. Tesadüf bu ya bizde Çarşamba günü akşam oradayız. Boğazdan geçecek gemiyi bekleyen ve o yöne bakan insanlar arasında beklerken Çanakkale ye Ege denizi tarafından giren gemiyi uzaktan görebiliyoruz. “Çanakkale Geçilemez” yazısı önünden Marmara yönüne doğru muhteşem bir görüntü ile bir gelin edası ile boğazdan geçerken o yöne bakan Çanakkaleliler elerlinde bir dondurma veya bardak çaylarını yudumlayarak gemiyi seyretmenin zevkini yaşıyorlar. Barış tepesinde ise meşhur parkta ellerinde biraları olanlar aynı yöne bakarak soğuk biralarından bir yudum alıp o anın tanını çıkarıyorlar.
Çanakkale de yazları nüfusun 500 binleri geçtiğini öğreniyoruz. Sokaklar gündüzleri boş, geceleri ise cıvıl cıvıl.
Çanakkale’nin önemli bir bölümü Marmara denizi ile iç içe Marmara Denizi aynı İstanbul da olduğu gibi kirli ve sahile kadar yosun ve çöpleri dalgalar coştukça getirebiliyor. O yüzden halka açık olan Güzel Yalı Plajı kirli.
ÇANAKKALELİLER GENELDE EGE DENİZİNİ TERCİH EDİYORLAR.
Çanakkale Gökçeada gibi ya da Ege’nin sularının birleştiği Küçük Kuyu ve Balıkesir ilinin ilçesi olan Altınoluk beldeleri, Akçay-küre gibi güzel beldelerini yakın oluşu sebebiyle hafta sonları yada sürekli oralarda tatilini yapabilme imkanına sahipler. Çanakkale ile Edremit arasında 45 dakikalık bir uzaklık bulunuyor. Kaz Dağlarından indikten sonra masmavi Ege suları ili karşılaşıyorsunuz.
Ezine den sonra Kaz dağlarına geldiğinizde inişe geçilen yol tam bir rali yapılacak yol konumunda bizim köy yollarımızı hatırlatan, ancak İzmir’e giden yük araçlarının dahi kullandığı yolda araç sollamanın bile zorluğunu yaşıyorsunuz.
KÜÇÜK KUYU-ALTINOLUK-KÜRE-AKÇAY-EDREMİT
Kaz dağlarından sonra Ege Denizine doğru inildiğinde karşınıza çıkan sahil şeridinde Çanakkale ile Balıkesir sınırını belirleyen Küçük Kuyu beldesinden sonra artık ege sularında olduğunuzu anlıyorsunuz. Çünkü deniz mas-mavi. Deniz dibinde balıkları dahi görebiliyorsunuz.
Altınoluk bölgenin en sakin beldesi. Altınoluk hem yazlık hem de isteyenler için kışlık olarak kullanılabiliyor. Altınoluk ile ilgili bir iki not düşmek gerekirse. Altınoluk iki bölümden oluşuyor. Kaz Dağlarına yaslanan yüksek bölümü daha çok orman ve suları ile meşhur.
Altınoluk daha önceden yerleşimin yoğun olduğu Kazdağı’nın eteklerinde kurulmuş. yerleşim yoğun olduğu oraların yaşam alanı olduğu için söylentiye göre erkek çocuklara miras verilmiş, sahil kısmı ise kızlara miras olarak verilmiş. Zaman içinde sahillerin değerlenmesinden sonra kızlar daha zenginleşmiş, erkek çocukların ise yerleri daha düşük kalmış.
Sahil tamamen dinlenme sayfiye alanına dönmüş. Akçay, Küre ise yazları daha çok turist çektiği için oralar keyfini bilenler için biraz daha seçkinlerin tercihi dışında kalmış. Altınoluk gözde bir yer olarak yoluna devam ediyor. Bölgede yer bulmak mümkün ama pahalı. Daha çok site türü yapılarda bir dubleks alabilmek için 350 bin tl gibi para ödemek gerekiyor.
KÜRE BELEDİYESİ ELEKTRİKÇİLERLE BAŞI DERTTE.
Küre belediyesi çok büyük bir alt yapı çalışmalarına başlamış, sahil şeridinde yapım çalışmaları devam ediyor. Sahil deki lokantalar ve masalarını deniz kenarına kadar sermişler. Sahil de yapılan yer çalışmalarında genelde deniz taşları Arnavut Kaldırımları gibi el işçiliği yoğun çalışlalar yapılıyor. Gece ise elektrikler kesik. Bir yerel tv canlı yayın çekimi yaparken görüyoruz. Arka fonda ise belediyenin bir afişi var. Belediye elektrik kesintisinin kendilerinden kaynaklanmadığını özelleştirilmiş elektrik işletmesinden kaynaklandığını yazmış.
Sahilde akla gelebilecek büyük alış-veriş merkezleri var. Migros gibi Tansaş gibi bazı illerde olmayan büyük alışveriş merkezleri buralarda var.
HER ŞEY VAR HAVA YOK
Yazımızın başında belirttiğimiz gibi Pamukova başka. Anlatmaya çalıştığımız gibi hava Sıcaklığının kavurucu günleri olan bu günlerde çoğumuz bir yerlere gitmek ve öncelikle dinlenmek ve doya doya uyumak gibi içimizden geçenler vardır. Ancak bu duygularımızı sanırız en iyi Pamukova ve bilgemizde bulabileceğimizi burada söylemeden geçmek istemiyoruz. Tabi zevkler ve renkler tartışılmaz.
Not: Amacımız kimseyi etkilemek değil. Sadece gördüklerimizi yazmak istedik. Tercih sizlerin. Böylece bir gözlem ve yaşamımızdan bir kesiti siz okuyucularımızla paylaşmak istedik.
Güncelleme Tarihi: 15 Temmuz 2012, 14:43