Numan Kurtulmuş, Sakarya kent meydanında halka seslendi. Kurtulmuş, 12 Haziran 2011'de Türkiye'nin eski siyaset defterinin kapatılacağını, eski siyasetin her gün kavga üreten, birbirini aşağılayan, birbirini adam yerine koymayan, birbirini düşman gibi gören siyaset tarzı geride kalacağını ve yeni Türkiye'nin yeni siyaset defteri açılacağını söyledi.
Yeni Türkiye'nin yeni siyasi partisinin HAS Parti olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Halk geleceğin Türkiye'sini kuracak parti olarak HAS Parti'yi görüyor, bağrına basıyor, kucaklıyor ve yolun açık olsun diyor. Sizleri tebrik ediyorum, yolunuz açık olsun. Yeni Türkiye'nin yeni siyaset defteri açılıyor eski siyaset defteri kapanıyor. Yeni Türkiye'nin yeni siyaset defterinde birinci sayfada önce üslup yazıyor. Öyle birbirlerine hakaret eden birbirlerine küfreden, Recep bey, Kemal efendi diye seslenen,
merdiven çıkmayı bilmiyorsun, beygire binmeyi bilmiyorsun diyen, neredeyse namussuz, şerefsiz, aşağılık gibi sözlerle bir adım ötede küfredecek noktaya gelen siyaset geride kalıyor. Şimdi bu siyaseti niçin böyle yapıyorlar? Koca koca adamlar 10 yaşında mahalle çocukları olsa dersiniz ki bunlar bilmiyor ağızlarından kaçtı. Ağızlarından kaçmıyor, görüyorsunuz bilerek isteyerek böyle yapıyorlar. Çünkü çok kolay bir şekilde halkı sağcılar bu tarafa solcular bu tarafa, dindarlar bu tarafa laikler bu tarafa,
aleviler bu tarafa suniler bu tarafa, Türkler bu tarafa Kürtler bu tarafa diye bölerek, tanımlayarak, kamplaştırarak oy almaya çalışıyorlar. İşte millet yaka silkiyor bu siyaset tarzından bıkmış vaziyette. Onun için HAS Partiye itibar ediyor, onun için HAS Partiyi ciddiye alıyor, ilgiyle ciddiyetle izliyor dinliyor. Bu kavgalara da, bu sokak dövüşüne de bu karagöz hacivat oyununa da prim vermiyorlar" dedi.
Kurtulmuş son günlerde The Economist kavgası yapıldığını belirterek, "Geçtiğimiz günlerde yapılan bir kavgada The Economist dergisinin CHP'ye oy verin manasına gelen sözleridir. İlk andan itibaren HAS Parti'nin Genel Başkanı olarak şunu söyledik. Duyduğumuz andan itibaren The Economist dergisini çıkaranlar siz işinize bakın doğru dürüst bir dergi çıkarmaya bakın Türkiye'nin iç işlerine burnunuzu sokmayın. Bu millet kime oy vereceğini bilir. Sayın Başbakan da diyor ki evet CHP oy verin diye insanları
teşvik ediyorlar. Eğer AK Parti'ye oy verin deseydiler buna da karşı çıkardık diyor. Ancak aynı dergi 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesi 'Batı artık Türkiye'yi kendi krizlerini kendisi çözer olarak görüyor. Bunu yapmalarının en iyi yolu da AK Parti'yi tekrar seçerek ordunun müdahalesini reddetmektir' diyor. Kim söylüyor, bugün CHP'ye oy verin diyen The Economist dergisi, 2007 yılında da AK Parti'ye oy verin diyor. İşte bu oyuna son vermek için HAS Parti kurulmuştur. Türkiye'nin dışından hiç kimse bu partiye
oy verin diyemez. Çünkü hiçbir kimse, hiçbir odak, hiçbir uluslararası güç, HAS Parti'yi yönlendiremez, akıl veremez, fikir veremez, program veremez. İşte yeni Türkiye kendi ayakları üzerinde duran bir Türkiye olacaktır. Sakarya'da halk ne diyorsa o olacaktır. Diyarbakır'da halk ne diyorsa o olacaktır. Bu ülkeyi bu ülkenin 75 milyonun insanından başka kimse kapalı kapılar ardında yönlendiremeyecek, yönetemeyecek, akıl veremeyecek, fikir veremeyecektir" diye konuştu.
Yeni Türkiye'nin yeni siyaset sahnesinde 3 önemli konu bulunduğu ifade eden Kurtulmuş, "Bunlardan bir tanesi Türkiye'deki siyasal sistemi değiştireceğiz. Halksız demokrasiyi halkın egemen olduğu demokrasi haline dönüştüreceğiz. Bunları da sadece laf olsun diye söylemiyoruz. İşte burada Güneş Doğuyor Devran Dönecek adını verdiğimiz seçim beyannamesi ki bir hükümet programı şekilde hazırlanmıştır, bu programda nasıl Türkiye'nin siyasal yapısını değiştireceğimizi söylüyoruz. Halksız bir demokrasinin nasıl
halkın egemen olduğu bir demokrasiye dönüştürüleceğini söylüyoruz. Anayasayı millet yapacak. Anayasa meclisi vasıtasıyla devleti millet denetleyecek. Denetim meclisi vasıtasıyla. İlleri halkların kendisi yönetecek. İl meclisleri vasıtasıyla adil ve süratli karar veren bir yargı sistemi kuracağız. Bütün bunları nasıl yapacağımız söylüyoruz. Ama en az bunlar kadar önemlisi 12 Eylül'ün Anayasası'nı kaldırıp çöp tenekesine atacağız. Yetmez 12 Eylül'ün siyasal partiler yasasının seçim yasasını getirdiği bütün
antidemokratik yasaları kaldıracağız. Bunu kim yapacak, halk yapacak. Bunu hep beraber yapacağız. 12 Eylül'le hesaplaşmak demek sadece 90 yaşındaki Kenan Evren paşayı mahkemeye çıkarmak değildir. 12 Eylül ile hesaplaşmak 12 Eylül'ün bütün siyasal sistemini değiştirmek halkı egemen kılmak halkı siyaseten figüranı olmaktan kurtarmak demektir. Bunu da ancak kararlı muktedir bir şekilde yapabilirsiniz. Bunu da ancak HAS Parti'nin ortaya koyduğu programla yapabilirsiniz" dedi.
Yeni Türkiye'nin yeni siyasetinin ikinci ayağı yeni bir ekonomiyi kurmak olduğunu belirten Kurtulmuş, "Türkiye'de maalesef ülke kalkınıyor, ülkenin kalkınması kağıt üzerinde bürokratları ve bakanların masası üzerinde ülke kalkınıyor. Türkiye gayri milli safiyede dünyanın 17. büyük ekonomisi. Doğrumu dogru. Geleni bakın bu kalkınma Sakarya'da çiftçinin cebinde değil memurunun cebinde değil, işçinin cebinde değil esnafın cebinde değil, emeklinin cebinde değil. Bu kalkınma Türkiye'de 3,5 sahtekarın cebinde
bir avuç seçkinin cebinde Türkiye'nin kaynaklarını sömüren birkaç 10 bin insanın cebinde. Yani Türkiye kalkınıyor ama Türkiye adaletsiz bir şekilde kalkınıyor. İşte HAS Parti'nin ikinci temel vaadi yeni Türkiye'nin yeni siyaset sayfasının ikinci önemli özelliği adaletsiz kalkınmayı adaletli kalkınmaya haline çevirmektir. Yeni Türkiye'nin yeni siyasetinin 3'üncü önemli sayfası toplumsal barışın sağlanmasındır. Bu ülkede hiç kimse bir diğerinden üstte yada aşağıda olmayacaktır.. Bunu güvence altına alacak ve bu ülkede asırlardır huzur içinde barış içinde yaşayan bu ülkenin çocuklarını yeniden kıyamete barış ve esenlik içinde yaşatacağız.
Bunun çok iyi bir proje olarak ortaya koyarak diyoruz ki
merdiven çıkmayı bilmiyorsun, beygire binmeyi bilmiyorsun diyen, neredeyse namussuz, şerefsiz, aşağılık gibi sözlerle bir adım ötede küfredecek noktaya gelen siyaset geride kalıyor. Şimdi bu siyaseti niçin böyle yapıyorlar? Koca koca adamlar 10 yaşında mahalle çocukları olsa dersiniz ki bunlar bilmiyor ağızlarından kaçtı. Ağızlarından kaçmıyor, görüyorsunuz bilerek isteyerek böyle yapıyorlar. Çünkü çok kolay bir şekilde halkı sağcılar bu tarafa solcular bu tarafa, dindarlar bu tarafa laikler bu tarafa,
aleviler bu tarafa suniler bu tarafa, Türkler bu tarafa Kürtler bu tarafa diye bölerek, tanımlayarak, kamplaştırarak oy almaya çalışıyorlar. İşte millet yaka silkiyor bu siyaset tarzından bıkmış vaziyette. Onun için HAS Partiye itibar ediyor, onun için HAS Partiyi ciddiye alıyor, ilgiyle ciddiyetle izliyor dinliyor. Bu kavgalara da, bu sokak dövüşüne de bu karagöz hacivat oyununa da prim vermiyorlar" dedi.
Kurtulmuş son günlerde The Economist kavgası yapıldığını belirterek, "Geçtiğimiz günlerde yapılan bir kavgada The Economist dergisinin CHP'ye oy verin manasına gelen sözleridir. İlk andan itibaren HAS Parti'nin Genel Başkanı olarak şunu söyledik. Duyduğumuz andan itibaren The Economist dergisini çıkaranlar siz işinize bakın doğru dürüst bir dergi çıkarmaya bakın Türkiye'nin iç işlerine burnunuzu sokmayın. Bu millet kime oy vereceğini bilir. Sayın Başbakan da diyor ki evet CHP oy verin diye insanları
teşvik ediyorlar. Eğer AK Parti'ye oy verin deseydiler buna da karşı çıkardık diyor. Ancak aynı dergi 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesi 'Batı artık Türkiye'yi kendi krizlerini kendisi çözer olarak görüyor. Bunu yapmalarının en iyi yolu da AK Parti'yi tekrar seçerek ordunun müdahalesini reddetmektir' diyor. Kim söylüyor, bugün CHP'ye oy verin diyen The Economist dergisi, 2007 yılında da AK Parti'ye oy verin diyor. İşte bu oyuna son vermek için HAS Parti kurulmuştur. Türkiye'nin dışından hiç kimse bu partiye
oy verin diyemez. Çünkü hiçbir kimse, hiçbir odak, hiçbir uluslararası güç, HAS Parti'yi yönlendiremez, akıl veremez, fikir veremez, program veremez. İşte yeni Türkiye kendi ayakları üzerinde duran bir Türkiye olacaktır. Sakarya'da halk ne diyorsa o olacaktır. Diyarbakır'da halk ne diyorsa o olacaktır. Bu ülkeyi bu ülkenin 75 milyonun insanından başka kimse kapalı kapılar ardında yönlendiremeyecek, yönetemeyecek, akıl veremeyecek, fikir veremeyecektir" diye konuştu.
Yeni Türkiye'nin yeni siyaset sahnesinde 3 önemli konu bulunduğu ifade eden Kurtulmuş, "Bunlardan bir tanesi Türkiye'deki siyasal sistemi değiştireceğiz. Halksız demokrasiyi halkın egemen olduğu demokrasi haline dönüştüreceğiz. Bunları da sadece laf olsun diye söylemiyoruz. İşte burada Güneş Doğuyor Devran Dönecek adını verdiğimiz seçim beyannamesi ki bir hükümet programı şekilde hazırlanmıştır, bu programda nasıl Türkiye'nin siyasal yapısını değiştireceğimizi söylüyoruz. Halksız bir demokrasinin nasıl
halkın egemen olduğu bir demokrasiye dönüştürüleceğini söylüyoruz. Anayasayı millet yapacak. Anayasa meclisi vasıtasıyla devleti millet denetleyecek. Denetim meclisi vasıtasıyla. İlleri halkların kendisi yönetecek. İl meclisleri vasıtasıyla adil ve süratli karar veren bir yargı sistemi kuracağız. Bütün bunları nasıl yapacağımız söylüyoruz. Ama en az bunlar kadar önemlisi 12 Eylül'ün Anayasası'nı kaldırıp çöp tenekesine atacağız. Yetmez 12 Eylül'ün siyasal partiler yasasının seçim yasasını getirdiği bütün
antidemokratik yasaları kaldıracağız. Bunu kim yapacak, halk yapacak. Bunu hep beraber yapacağız. 12 Eylül'le hesaplaşmak demek sadece 90 yaşındaki Kenan Evren paşayı mahkemeye çıkarmak değildir. 12 Eylül ile hesaplaşmak 12 Eylül'ün bütün siyasal sistemini değiştirmek halkı egemen kılmak halkı siyaseten figüranı olmaktan kurtarmak demektir. Bunu da ancak kararlı muktedir bir şekilde yapabilirsiniz. Bunu da ancak HAS Parti'nin ortaya koyduğu programla yapabilirsiniz" dedi.
Yeni Türkiye'nin yeni siyasetinin ikinci ayağı yeni bir ekonomiyi kurmak olduğunu belirten Kurtulmuş, "Türkiye'de maalesef ülke kalkınıyor, ülkenin kalkınması kağıt üzerinde bürokratları ve bakanların masası üzerinde ülke kalkınıyor. Türkiye gayri milli safiyede dünyanın 17. büyük ekonomisi. Doğrumu dogru. Geleni bakın bu kalkınma Sakarya'da çiftçinin cebinde değil memurunun cebinde değil, işçinin cebinde değil esnafın cebinde değil, emeklinin cebinde değil. Bu kalkınma Türkiye'de 3,5 sahtekarın cebinde
bir avuç seçkinin cebinde Türkiye'nin kaynaklarını sömüren birkaç 10 bin insanın cebinde. Yani Türkiye kalkınıyor ama Türkiye adaletsiz bir şekilde kalkınıyor. İşte HAS Parti'nin ikinci temel vaadi yeni Türkiye'nin yeni siyaset sayfasının ikinci önemli özelliği adaletsiz kalkınmayı adaletli kalkınmaya haline çevirmektir. Yeni Türkiye'nin yeni siyasetinin 3'üncü önemli sayfası toplumsal barışın sağlanmasındır. Bu ülkede hiç kimse bir diğerinden üstte yada aşağıda olmayacaktır.. Bunu güvence altına alacak ve bu ülkede asırlardır huzur içinde barış içinde yaşayan bu ülkenin çocuklarını yeniden kıyamete barış ve esenlik içinde yaşatacağız.
Bunun çok iyi bir proje olarak ortaya koyarak diyoruz ki
Yeter artık!
Türkiye'de analar ağlamasın yeter artık Türkiye'nin kaynakları heba olmasın bir taraf ta terör siyasetsi diğer tarafta derin çeteler arasında bu millet ezilmesin herkes özgür ve herkes eşit olsun. Adaletsiz kalkınmaya adaletli kalkınmaya çevirmek halkın egemen olduğu bir demokrasi çevirmeye ve Türkiye'de toplumsal barışı sağlamak yeni Türkiye'nin yol harikatsıdır. Bunun yapabilmek için hazırlığa sahip olmak lazım bunu yapabilmek için
kararlığa sahip olmak lazım bun yayabilmek için icazeti dışardan değil, icazete milletten halktan Anadolu topraklarından bu medeniyetin çocuklarından almak lazım" diye konuştu.
HAS Parti'nin birleştirici olduğunu ifade eden Kurtulmuş,
kararlığa sahip olmak lazım bun yayabilmek için icazeti dışardan değil, icazete milletten halktan Anadolu topraklarından bu medeniyetin çocuklarından almak lazım" diye konuştu.
HAS Parti'nin birleştirici olduğunu ifade eden Kurtulmuş,
"Bizim kitabımızda bölmek yazmaz, bizim kitabımızda insanları ayırmak yazmaz. Çünkü bizim kitabımızın ortasında insan vardır Hazreti insan vardır. Bide gittiğiniz her yerde size şunu söylüyorlar. Valla sizi beğeniyoruz ediyoruz bazıları söylüyor bakıyorlar ki dip dalgası devamlı gelişiyor son günlerde bunu çok sık söylemeye başladılar. Birde şunu söyleyelim son günlerde özellikle partimizin pankartlarını Anadolu'da kamu güçleriyle de sökmeye
başladılar. Buna da sevindiğimi söyleyeyim her yeri dolaşıyorum. Her gün 2, 3 tane vilayete gidiyoruz. Çok şükür HAS Parti'nin sesi artık egemenlerin nefesini kesmeye başlamıştır" dedi.
12 Haziran seçimlerde halkın oyunu istediğini belirten Kurtulmuş,
başladılar. Buna da sevindiğimi söyleyeyim her yeri dolaşıyorum. Her gün 2, 3 tane vilayete gidiyoruz. Çok şükür HAS Parti'nin sesi artık egemenlerin nefesini kesmeye başlamıştır" dedi.
12 Haziran seçimlerde halkın oyunu istediğini belirten Kurtulmuş,
"Diyorlar ki biz de Numan beyi çok seviyoruz, HAS Partiyi çok seviyoruz, bir dahaki sefer oy vereceğiz. Vallahi billahi vereceğiz diyorlar. Bazıları da diyorlar ki hatta bana bile söylüyorlar, nikahıma şart olsun bir dahaki sefer size oy vereceğiz diyor. Nikahın filan yerinde dursun sen de yerinde dur da.
Değerli kardeşlerim değerli Sakaryalılar aziz milletimiz buradan bütün Türkiye'ye sesleniyorum. Biz oyunuzu şimdi 12 Haziran 2011 'de istiyoruz. Bizim için istemiyoruz bizim derdimiz bu böyle çok iktidarda oturdu birazda biz iktidar da oturalım değildir sadece. Bizim derdimiz bu milletin bu halkın çektiği sıkıntıların sona ermesi ve milletin iktidar olması halkın iktidar olmasıdır. Bu toplumun bütün kesimlerin oyunu şimdi istiyoruz 12 Haziran 2011'de. Sakarya ve çevresi de tarımla uğraşan bir çok insanın olduğu yer. Ürününü ekemeyen ekse de topladığı ürünü beş para etmeyen çiftçi kardeşim oyunu şimdi istiyoruz. Hemen bu seçimde istiyoruz.
Çünkü senin geleceğin için bu torakların ekilmesi, bu toraklarda da şeker pancarının, tütünün, fındığın ekilebilmesi için oyunu şimdi istiyoruz" dedi.
Güncelleme Tarihi: 05 Haziran 2011, 01:10
Çünkü senin geleceğin için bu torakların ekilmesi, bu toraklarda da şeker pancarının, tütünün, fındığın ekilebilmesi için oyunu şimdi istiyoruz" dedi.
