banner400

Tantan’dan ülke gündemine damgasını vuracak açıklama

Yurt Partisi Genel Başkanı Saadettin Tantan Sakarya’nın Geyve ilçesi Alifuatpaşa da 13 Mar ta yapılacak olan Belediye Meclis üyeliği seçimi için geldiği belde de ülke gündemine damgasını vuracak açıklamalarda bulundu.

Partisinin adayı Ferit Çakmak’a oy istemek için geldiği seçim bürosunda yaklaşan genel seçimlerin ülkeyi yönetenlerle, yönetim idaresini teslim edenler arasındaki açık fark olduğunu, Milletvekili adaylığı için koşan birçok adayın parlamentoyu çıkar bakımından en üst merci olarak gördüklerini, Türkiye de özgürlük ve güvenin güce verildiğini bu gücün ise AKP ve PKK olduğunu, haksızlığın, adaletsizliğin, hak gaspının dolu dolu yaşandığını halkın siyasete güveninin azaldığını siyasetin ise menfaat için yapılır duruma geldiğini söyledi.
Tantan: “Parlamento yatma yeri değil hizmet üretme yeridir” dedi.
 
-ÜLKEYİ YÖNETENLERLE İRADELERİNİ TESİL EDENLER ARASINDA UZAKLIK VAR-
Genel seçime doğru gidilirken Türkiye’nin gerçekleri ile halkın gerçekleri, dünyanın gerçekleri sandığa gidecek insanlar bakımından ta olarak bilinmiyor.
Ülkeyi yönetenlerle yönetim iradelerini teslim edenler arasında açık fark var. Uzaklık var birbirinden kopukluk var.
Özellikle milletvekilleri adayları bakımından bakıldığında da parlamentoyu artık bir nevi ekonomik çıkar bakımından en üst merci olarak gören bir anlaşın büyük bir koşuşturma içersinde milletvekilliği adaylığı içersinde koşuştuklarını görüyoruz. Bunun insanların milletvekili olmaları tabi doğal fakat burada nitelik faktörü öne çıkıyor. Nitelikli insanların parlamentoya girmesi siyası ve ekonomik çıkarların gözetilmemesi gerekiyor. 2011 Haziran seçiminin Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli bir seçim olduğunu görüyorum.
Yurt Partisi olarak bizde seçimlere çok sağlıklı ve iyi bir şekilde girilmesi için çaba içersindeyiz. Ülkenin yetişmiş insan gücünün ülkesine hizmet etmek için Yurt Partisi olarak o çabayı sarf etme gayreti içersindeyiz.
Bugün gazete ve televizyonlara baktığımızda Türkiye gündeminin yansımadığını görüyorsunuz. Sanal gündemlerle hepimizin aldatıldığı gündemle meşgul oluyoruz.

HALKIN ÖZGÜRLÜĞÜ YOK AKP VE PKK NIN SINIRSIZ GÜCÜ VAR
Özellikle Özgülük ve güvenlikler bakımından bakıldığında Türkiye de özgürlüğün sadece güce verildiği anlaşılıyor.
Bu gün iktidar gücü
Bu güç PKK gücü
Her iki gücün özgürlüğünün sonsuz olduğu gözüküyor. Ya da Halkın özgürlüğünün olmadığı ortaya çıkıyor.
Bunu iade etmek lazım. Özgürlük Türkiye de iktidar gücüyle verilmiş bir hakmış gibi algılanıyor. Özgürlük ve güvenlik halk, millet ve ülke için değilse o ülkede adalet adalet zemini üstünde olmaz. Ekonomide, ekonomik alan da özgürlüklerin üzerinde olmaz. Öyle olunca da gelir dağılımında büyük adaletsizlik olur. Gelir dağılımındaki adaletsizlikler Bir taraftan aşırı zenginleri zenginleştirirken, bir taraftan yoksulların sayısını giderek artırır.
Bugün Türkiye böyle bir süreci yaşıyor. Özellikle bu alanların alt yapılarını yapmadan Türk halkının, Türk vatandaşının önünü açamayız.
Siyaseten de Yurt Partisi olarak biz özgürlük ve güvenlik ayağını adalet zemini üzerine inşa etmeyi ve doğruluk ve dürüstlük kavramını toplumun tüm katmanlarına kadar yaymayı düşünen bir anlayış içersindeyiz.
Bu anlayışlar kültürel yapıya dönüşmediği sürece de Türkiye de ayrımcılık, eşitsizlik, adaletsizlik devam eder.

-HAKSIZLIK, ADALETSİZLİK, HAK GASPININ YAŞANDĞI BİR ÜLKE KONUMUNDAYIZ-
Bugün baktığımızda haksızlığın adaletsizliğin, hak gaspının ve kimliksizliğin, inanç değerlerinin çökertilmesinin dolu dolu çok büyük bir şeyle yaşayan bir ülke konumundayız. O bakımdan da halkın siyasete güveninin azaldığı siyasetin parayla yapılan menfaatle yapılan bir hizmet anlayışına dönüştüğünü görüyoruz.
Parlamento yatma yeri değil hizmet üretme yeridir. Halkın iradesine sahip çıka seviyedeki yeridir. Buranın son dere saygın bir ülkesine halkına sahip çıkacak yapılanma konumu içersinde olması lazım.

-HİZMETLERİ HALK SEÇİM SANDIĞINDA DEĞERLENDİRİCEKTİR-
Toki Başkanı Erdoğan Bayraktar bir Karadenizli olduğu için bir Karadenizliğin şeyi içersinde söylediğini tahmin ediyorum. Toki deki yorgunluğun anlamında söylemiş olabilir. Toki de çok hizmet yaptım o yorgunluğu bir anda analiz etmeden sonucu muhakeme etmeden, Anadolu insanı muhakeme etmeden söylemde bulunurlar, nereye gideceğini hesaplamadan. Muhtemeldir ki öyle bir söylemdir diye düşünüyorum. Konu insanların hizmetleridir söylemleri değil, geçmişteki hizmetleri ülkesi ve halkı içinse onu zaten seçim sandığında halk değerlendirecektir.

TÜRKİYE DE BASIN ÖZGÜR DEĞİL, KENDİ İÇİNDE DE TUTARSIZLIKLAR VAR
Türkiye de gazete, dergi ve televizyonlar kendi içinde de tutarlı değiller. Baktığınız zaman çoğu farklı güçlerin patronların o patronları kullanan güçlerinde etkisi altında, onların da kullanımı altında.
Bugün çoğu gazetelerin, televizyonların hükümetin baskısı altında haber üretemediğini herkes biliyor, görüyor.
Az önce söylediğim gibi Türkiye de hak ve özgürlükler iki güce teslim edilmiştir. Biri iktidar sahiplerinin, biride PKK ya teslim edilmiştir. PKK özgürlüdür. AKP onunla beraber özgürdür. Diğer halkın özgür olmasını istememektedirler. Halkta kendi özgürlüğünü istememektedir. Özgürlüğünü istese, kendi özgürlüğünü kastedenlere karşı harekete geçecektir. Ama bu halktan kaynaklanmaz. Bu yıllar içersinde uygulanan siyasi, güvenlik, ekonomik politikalarıyla o politikalardan kaynaklanan yıllar içersindeki ekonomik çıkarlar Türkiye deki temel kamu hizmetleri yapmakla yükümlü bulanan kurumlarla özel hizmetleri bilerek yozlaşmasını beraberinde getiren güç odakları oluştu. Bu güç odakları da zaman zaman ona uygun kullanıcılar şeklinde siyasi partilerinde aynı sistem içersinde birbirini destekler hale getirmiştir.

-HALKIN KENDİ KENDİNE ÖY VERME ZAMANI GELMİŞTİR-
Bugün siyasi partiler halktan kopuktur, tutsaktır. Ülke gerçeklerinden kopuktur. Halk bu gerçeği ne kadar biliyor, bu gerçekten ne kadar kurtulmak istiyor. Ona kendisinin karar vermesi gerekir. Bugün oy verdiği siyasi partisinden dahi şikayet eden geniş halk yığınları var.  Hangi partiye oy vereceğim diye düşünen insanlar var.
Onların artık bir şekilde kendi kendine oy veremisin zamanı geldi. Oyarını verirken kendilerin oy versinler. Kendilerine oy verirken doğruya oy versinler. Ülkesinin geleceğine oy versinler. Bunu yapmak zor değil.

-BİLGİ KİRLİĞİ VAR DOĞRUYU ANLATMAK BİZLERE DÜŞÜYOR-
Bizim gerçek bilgilerle bilgilenmeyen insanlara da hangisinin gerçek, hangisinin yanlış olduğunu anlatmakta bize düşüyor. Bunu başardığımız sürece de halk doğruyu bulacaktır diye düşünüyorum. Bugün sıkıntı halkın iradesini almak isteyen siyasi partilerin tutsaklığında yattığı gibi, özgürlüğü elinden alınmış halkın ve özgürlüğü elinden alınmış basını da televizyonların da halkı bilinçlendirememesi AB ve batının Türkiye de basın özgürlüğü yoktur derken iktidarında ona karşı çıkması bir siyasi rant olarak iktidar onu düşünüyor. Avrupa birliği de son zamanlardaki olaylardan rahatsızlığını belirtiyor ama Avrupa Parlamentosu Türkiye ye karşı hiçbir zaman samimi olmamıştır. Samimi mi, değil mi ona da bakmak lazım.

-AVRUPA PARLAMENTOSUNUN ÇIKIŞI PROGRAMLANMIŞ BİR OPERASYON-
Avrupa Parlamentosunun Türkiye de gazetecilerin tutuklanmasına gösterdiği tepki ye ne diyorsunuz sorusuna karşı,
Tantan:
“Bu davranış iktidarı güçlendirmek için. Vay be! Ne delikanlı adam! Ne cesur adam! hiç kimseyi tanımıyor. der gibi onları görmek lazım.
Daily Telegraph gazetesi aleyhte yazı yazıyor, üç ayda hemen karar çıkıyor. Bu kadar süratli karar çıkmasıyla tamamen programlanmış bir operasyon gibi gözüküyor” dedi   
Güncelleme Tarihi: 12 Mart 2011, 12:59

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

SIRADAKİ HABER