"Suriye rejiminin halkına yönelik katliamı, zirveye katılan hemen her lider tarafından dikkatle takip ediliyor ve Şam`a yönelik bir operasyonun son derece gerekli olduğunu liderler de ifade ediyor. Tabii bunun nasılı, niçini, zamanlaması, Birleşmiş Milletler misyonunun raporunu vermesi ve burapora dayalı olarak bir adımın atılmasının daha burada önemli olduğu noktasında bir yaklaşım var.
BELGELER ORTADA
Kimyasal silahlar üzerinde durulurken öbür tarafta 100 bin insanın bir kenara konuluyor. Göç var gözardı ediliyor. Bombalanmak süretiyle öldürenler suç işlemiyor mu? Göçe zorlanan 7 milyon insan. Göçe zorlayanlar suç işlemiyor mu? Suç layihasında yerleri var.
21 Ağustos gece 22.30. 1700 kadar çocuk, kadın, erkek kimyasal silahlarla öldürülüyor, ama bunu kimin yaptığına dair değişik havalar var. Belgelere bakıyoruz, gerekse çekilmiş fotoğraflara bakıyoruz. Füzelerin kasyum dağından atıldığı ortada. Bunları görmeyenlerin tarihe borcu olduğunu hesap vereceğini doğrusu hatırlatıyoruz.
İKİ FOK BALIĞI ÖLÜNCE
Bir iki fok balığı ölünce dünyayı ayağa kaldıranlar yüzbinlerce insan karşısında sessiz durmak siyasilere yakışacak durum değil diye düşünüyorum.
ESAD GİDİNCE DAHA İYİ OLACAK
Şöyle bir soru geliyor; ’Esed giderse ne olacak?" Çok daha iyi olacak. Kendi halkını bombalayan kimyasal silah kullanan zalimden daha kötü olmayacak.
İLK VURACAĞI YER BİZİZ
Bizim yaptığımızı savaş çığırtkanlığı olarak nitelendirmek doğrudan doğruya Esed rejimine destek vermektir. Bu insanlara karşı insani sorumluluğumuz var, iki komşuluk noktasında sorumluluğuz var. Komşuda yangın başlamıştır ilk varacağı kim, biziz. O yüzden yangını söndürmemiz lazım.
Halk kaçıyor, bize geliyor. Bunu nasıl görmezden gelebiliriz. Çocukların kimyasal silahlarla öldürülmüş görüntülerine hangi vicdan el verir
İnternethaber.com