HALK’A KULAK VERİLİYOR MU?

Gündemde ne var? Tunus ve nihayet Mısır!

Mısır'da isyanlar var..Her kafadan yine sesler var!

Ne olduysa halk hareketleri birilerini ürkütmüş ki; halk, demokrasi lafları yüksek perdeden söylenmeye başlandı.

Bu köşede; Türkiye’nin huzuru, güvenliği, istikrarı adına, halkı tatmin edecek adımlar atın diye yazıyoruz..

Bakın; her zaman, Dünya’nın her yerinde hak ve özgürlüklerden yana insanlar var. Zulme karşı sessiz kalmayanlar var. Ancak sıkıntı çeken de bunlardır.

Türkiye bölgesinde, barışın istikrarın olduğu kadar demokrasinin, evrensel hukukun hak ve özgürlüklerin hakim olabilmesi için güçlü bir irade ortaya koyamamaktadır.

Kardeş halkların, komşu ülkelerin istikrarsızlık yaşamaması için, kardeş kavgasına sürüklenmemesi için bugüne kadar çaba sarf edilmedi. Ya bu görüntü altında ihalelerle komisyonlar alınarak zenginleşildi.

İçindeki sorunları çözemeyen, iç karışıklıklardan kurtulamayan, kendi arasında uzlaşı sağlayamayan ülkeler aydınlık bir geleceğe de ulaşamazlar.

Diyoruz ki; halk’ın haykırışına, son derece insani taleplerine kulak verin. Halktan gelen değişim arzusunu hiç tereddüt etmeden karşılayın.

İstismarcıların, kirli odakların, Türkiye üzerine karanlık senaryoları olan kesimlerin inisiyatif almasına fırsat vermeden; Türkiye’nin huzuru, güvenliği, istikrarı adına önce ülkeyi yönetenlerin adım atması yani halkı tatmin edecek adımlar atması gerekir.

Bugünün dünyasında özgürlükler artık ertelenemez, göz ardı edilemez.

Halk’a gözünü, gönlünü, kulağını kapatan yönetimler uzun ömürlü olamaz.

Halk’ın hiçbir özlemi, haykırışı, çağrısının karşılıksız kalmaz.

Halk’a rağmen hiçbir iktidar ayakta duramaz..

ABD ve AB bölgede bütün taşları yerinden oynatacak, tarihin akışını değiştirecek roller oynamaya devam ediyor.

Tarihte hiçbir yönetim; baskıyla, sindirmeyle, korkutmayla ayakta kalmayı başaramamıştır. Tarihin her döneminde er ya da geç insanlık onuru ve haysiyetinin bütün zincirleri kırdığını, bütün duvarları yıktığını, mazlumların ahının aheste de olsa çıktığını unutmamak gerekir.

Bu nedenle hak ve özgürlüklere hiçbir yönetimin kayıtsız kalamaz.

Halk; ülkeyi yönetenlerden, bir siyaset ortaya koyulmadığından, ciddi bir siyasi proje üretmesini artık beklemiyor. Halk’ın bunlardan ümidi kalmadı.

Ama her sözün başında milletimiz-milletimiz diyenler eğer başarabiliyorlarsa, bari ciddi bir üslup, seviyeli bir siyaset tarzı ortaya koymalıdırlar. Kendilerini ve yandaşlarının çıkarları yerine biraz da halkın çıkarını düşünsünler..

Son derece hassas konularda yapılan açıklamalara, namuslu ve şerefli insanlara atılan iftiralara, bilgisiz, belgesiz, mesnetsiz iddialar sürüyor. Yandaş medya servise devam ediyor..

Ortaya atılan iddialar tek tek çürütüldüğünde, yüzü kızarmak varken, mahcup olmak varken pişkinlikle seviyeyi aşağılara çekmek, bir siyasi yöntem olabilir. Yandaş ve candaş medya bile bu üsluptan rahatsız, zorla örtemeye çalışıyorlar.

Yolsuzluk darbe ithamında bulunacaksın, iftira atacaksın, insanlar işi gücü bırakıp bu iftirayı yalanlamakla uğraşacak. İftira yalanlandığında da yüzler kızarmayacak, işi pişkinliğe vurup devam edecekler.

Siyaset bu değil! Siyasette üslup bu olamaz. İftira atmanın bedeli, pişkinlik olamaz. Ama ne yazık ki sırıtan yüzler halkın gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar.

Hem de millet diyerek, din diyerek inanç diyerek. Yazık hem de çok yazık. Büyük Türk Milleti ipnotize edilmiştir. Bir avuç ne oldukları artık bilinen kişilere, din adına özgürlük adına destek verebiliyor.

Hemen herkes ciddi, tutarlı gerçekçi bir özeleştiri yapmalıdır.

Günün Sözü: Kendinde olağanüstü yetenek görenin, hayal kırklığı yaşamsı kaçınılmazdır.