Genelde protokol düzeyinde gerçekleşen 30 Ağustos Zafer Bayramı törenlerin sabah saat: 9.00 da Belediye önünde ki tören alanında kutlandı.
Kutlamalara kaymakam Cemal Demiryürek, Belediye Başkanı Güven Övün, Garnizon Komutanı Yüzbaşı Oktay Eren, Jandarma Bölük Komutanı Muammer Tekin ve siyası parti başkan ve yöneticileri, yanında vatandaşlarda katıldılar.
30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlamalarında günün anlam ve önemini Garnizon Komutanı Oktay Eren yaptı.
Oktay Eren 30 Ağustos Büyük Zaferin Top yekun var oluş mücadelesi olduğunu söyledi.
“Aziz yurduna ve bağımsızlığına kast eden işgal Kuvvetleri karşısında Türk Ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her safhası tek tek düşünülmüş hazırlanmış ve yönetilmiştir” dedi
İŞTE KOMUTANIN O KONUŞMASININ TAMAMI ŞÖYLE.
“Türk Silahlı Kuvvetlerimiz her zaman her yerde ve her şartta verilecek görevleri itfaiye hazırdır. Milli Egemenlik milli bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Sağlık Kuvvetleri ve bizlere Rehber olmaya devam edecektir.”
Bugün burada Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında 30 Ağustos 1922'de kazandığımız büyük zaferin 98 yılını kutlamanın Haklı gururunu ve heyecanını yaşıyoruz. Türk Milleti kahraman Türk ordusu ile birlikte varlığına ve Vatanına kast edenlere karşı 98 yıl önce bugün kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudreti ile yeniden dirilerek top yekun bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır.
Aziz yurduna ve bağımsızlığına kast eden işgal Kuvvetleri karşısında Türk Ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her safhası tek tek düşünülmüş hazırlanmış ve yönetilmiştir....
1900'lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda I Dünya Savaşı sonunda müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütarekesi imzalanmış, imzalanan anlaşma ile 1000 yıldır Üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları, o dönemin büyük devlet ve onların başkaları tarafından işgal edilmiş, Ayrıca tarihimize Kara bir leke olarak geçen Sevr Anlaşması da ulusumuza dayatılmıştır.
GARNİZON KOMUTANI OKTAY EREN KONUŞMASI (alttaki videoyu tıkla ve izle)
İşgal Güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına, kadınlarımıza, yaşlısına, çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanır işkence zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır.
İşte böylesine umutsuz görünen üzerimizde karanlıkların dolaşmıyor bir ortamda Mustafa Kemal Paşa ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak “ YA İSTİKLAL YA ÖLÜM” parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve Aydınlık mücadelesinin ilk hedefi son neferine kadar düşmanı güzel ve kutsal Vatanımızdan atmak şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi de hedefimize ulaşmaya muktedir olduğunuza milletimizin istiklalin uğruna kanımızın son damlasına kadar devam edeceğim ispatlamıştır. Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın Baş Komutanlığı altında Türk Kuvvetleri düşmana beklemediği bir anda düşmanı beklemediği bir yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı beklemediği değişik Saha da düşmanı aldatmayı başardı.
Avrupalı devletlerinin, “Beş altı ayda geçilemez” dediği Afyon mevzilerine üç günde geçerek 30 Ağustos'ta gelindiğinde düşman kuvvetlerine önemli bir bölümünü imha etti.
Bu Büyük Zafer ile düşmana son darbede vuruldu.
Ardından icra edilen takip hareketiyle 9 Eylül'de İzmir'de denize döküldü.
Dünya Tarihçileri Türkler için şu ifadeyi kullanmışlardır.
TÖREN ALANINDA Kİ ETKİNLİKLER.(Alttaki videoyu tıkla izle)
“Türkler Mohaç Muharebesinden yüzyıllar sonra yine meydan muharebesini kazanmışlardı.
Meydan muharebesinde yüzyıllar sonra yine parlak bir meydan Muharebesi kazandılar. Türk ordusu çok kısa bir sürede kendisinden üstün düşman kuvvetinin büyük bölümüne ima etmiştir askeri açıdan bir diğer önemli husus da günün şartlarında bir ordunun 10 günde 500 kilometrelik mesafeyi yaya olarak ve savaşarak kat etmesidir.
30 Ağustos'un gerçek anlamını ve önemini büyük zaferin ikinci yıl dönümünde Dumlupınar'ın çal tepesinde yapılan törende başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği söylevde görürüz. hiç şüphe etmemelidir ki Yeni Türk Devletinin genç Türk Cumhuriyeti'nin temeli burada taçlandırıldı. Bu Saha'da akan kan, Bu sahada uçan şehit kanları, devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır.
Harpte yalnız karşı karşıya gelen iki Ordu'nun çarpışması değildir. Meydan Muharebesi milletlerin bütün varlığı ile İlim ve fen alanlarındaki yükselmeleriyle ahlaklarıyla kültürleriyle, kısaca bütün maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır. üste kazanan zaferi kadın çocuk yaşlı demeden milletçe top yekün bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır.
Türk ordusunun yok edilmedikçe Türk İstiklâlini elinden alınamayacağı, Türklerin yalnız askeri ile değil milleti ile top yekün olarak kavuştukları bir kere daha ispatlanmıştır 30 Ağustos zaferi Türk ordusuna Silahlı Kuvvetleri günü olarak Armağan edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlama bölgemizde ve dünyada sürekli barışın tesisi ne katkıda bulunmak için tarihinden milletinden aldığı güçle modern, güçlü ve dinamik personeliyle ulaştığı yüksek eğitim seviyesi ile kararlı Akademisi ile ve ülkemizin güvencesi düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir.
Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birsi olan silahlı kuvvetlerimiz her zaman, her yerde ve her şartta verilecek görevleri itfaiye hazırdır. Milli Egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk ilkeleri bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Sağlık Kuvvetlerimize Rehber olmaya devam edecektir. Bu kutsal ve tarihi günü vesilesiyle ulusça başta Atatürk olmak üzere dava arkadaşları ve Aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor Hatıraları önünde bir kez daha saygı ile eğiliyorum şükranlarımızı sunuyoruz. Ruhları şad olsun.
Güncelleme Tarihi: 30 Ağustos 2020, 19:54