İŞTE BORAZAN HİKAYEMİZ
Köyde çocukluğumuzda oyuncaklarımız yoktu. Erkek çocuklar genelde arabalarla oyun oynarlardı. Köyde arabası olmayan çocuk olmazdı. Tahta arabalar yapılır köy içinden ya da bir yamaçtan aşağıya 4 tekerlekli araba ile koşardık. Koşmaya: araba koştuk, arabadan düştüm denirdi.
Gene erkek çocuklar çobanlık yaparlardı. Her evin mutlaka olmazsa olmazları bir sağılır inek olurdu. Bir yük taşımak için mındar hayvan dedikleri ya eşek, ya katır, ya da bir at olurdu. Bir çift te mutlaka öküz olurdu. O zamanlar öküzü olmayan tarlasını süremez kışlık odun getiremezdi.
Erkek çocuklar hayata çobanlık ile başlarlar ilk zamanlar abisi yarda ablası ile yeni doğmuş kuzuları, ya da buzağıları otlatarak çobanlık işine başlardı.
Büyüdükçe daha büyük havanları otlatmaya giderlerdi. Çoban olmak kolay değildi. Çoban’ın cebinde bir çakısı (bıcağı) olurdu. Bıcakla akşama kadar ağaç yontardı. Bıçak kullanmayı iyi bilirdi bizim çocukluğumuzda çobanlar.
BORAZAN BÖYLE YAPILIYOR
Çobanlar ilkbaharda ağaçların sulandığı zamanlar söğüt ağacından zurna yaparlardı. Zurna olabilmesi için mutlaka söğüt ağacının kabukla odun arasında suyun gezmeye başlaması gerekirdi. İşe o zamanlarda zurna yapma zamanı gelmiş olurdu. Tamda ilkbaharda ağaçlara aşı yapma zamanıydı o zamanlar.
Bizim çocukluğumuzda çobanlar korona virüs bilmezlerdi. Onlar panayırdan panayıra şehre gider oradan çobanlık yaptığı için ona küçük topraktan yapımmış testiler olurda testi almak için bir yıl boyunca çocuklara hep söze verilirdi. İşte o testiler alındıktan sonra eve gelene kadar eğer elinden düşürmezde kırılmadan gelirse testi bir iki defa (ıbrık) öttürülürdü. Zaten evde kardeşi olursa kardeşi de testinin kırılmasında katkı sağlardı. Toprak ibrik testi düdük uzun sürmeden kırılır giderdi.
İŞTE BİZİM YERLİ BORAZANLARIMIZ.
Geçmiş günlerin çocukları Borazan yaparlar. Can sıkıntılarını o borazanla atarlardı. Vuuuuuu diye öttürdükleri borazan Afrika Vuvuzelası kısa sürede başına takılan sipsi (düdük) kuruduğu için susardı.
Bizim yerli borazanımız ve sipsimiz kuruduktan sonra suya batırılır ve yeniden çalması sağlanırdı. Birazda klarnete benzeyen borazanımızı yaptık. Çocuklara örnek olsun. Büyüklere de eğlence olsun diye yaptığımız borazanımız milli bir çalgıdır.
İşte günümüzde kim derdi ki insanlar Evlere kapanacak diye, kim derdi ki insanın gözle göremeyeceği toz parçası kadar canlının insanın burnundan girip akciğerine kadar tahrip edebileceğini kim bilirdi,
BUDA AFİKA BORAZANI (VUVUZELLA)
Şimdi tüm dünya onu durdurabilmek için evlere kapandı. Kendi kendimize saklanır olduk. Evlerde hepimiz bir şeyler yapıyoruz. Günlerce uykumuz bitti. Bazılarımız hayal kurmaktan da bıktık. Hayalde olsa şöyle meydanlara çıkıp derin nefes alıp oksijeni içimize çektikten sonra hayallerimizi düşünmek isterdik. Ama oda hayal olmaktan öteye gidemiyor. Biz ise borazan yapıyoruz. Hem de yerli borazan. Bayrama az kaldı diyorlar. İki bayram birlikte yapacağız diyorlar. Bizde o bayramda borazan çalmak deşarz olmak için borazan yapıyoruz borazan. Hani eskiden mili maçlar olurdu. Maç aralarında borazan çalarlardı. Şimdi Bayramda bizde borazan çalmak için borazan yaptık.
İŞTE BİZİM DE HİKAYEMİZ BU
Haberimiz beğenenler olursa onlarda yorum kısmına hikayelerini yazabilirler. Bu karartma günlerinde nelere neler yaşadık. Hadi yine hayırlısı diyelim. Sağlıklı günler dileyelim.
Son… Nos.
Mehmet Yavuz