Eskiden Pamukova’nın ova köylerinde (Fevziye, Cihadiye, Çardak köy, Özbek, Eğriçay, Mekece, Şeyhvarvaz, Turgutlu, Gökgöz, Oruçlu, Karapınar, Hayrettin vb) mükemmel şekilde milli ürünlerimiz olan kavun, soğan, gibi ürünlerin yerine ithal ve suni gübre ve ilaç yüzünden çoraklaşan topraklar yüzünden istihdam alanları yok olmuş durumda. Yeni nesil ürünler ise piyasada para etmiyor.
Günümüzde doğal ve organik tarım ürünleri aranır duruma geldi. Pamukova’nın yayla köylerinde (Hüseyinli, Kemaliye, Çilekli, Akçakaya, Bakacak, Eskiyayla vb) bozulmamış suni gübre ve yerine doğal organik ürünlerin yetiştirilmeye başlanması oralarda hayat olacağını göstermektedir.
Yıllar önce köylerden şehre başlayan göç artık yerini “Hadi köye dönelim” düşüncesine meyletmiş durumda. Yayla köylerinin bazıları bunu kendi imkanları ile başarmaya çalışmakta, küçük çap ta da olsa (Çilek fide desteği, fidan desteği vb) devletten destek verilmekte. Ancak İller İdaresi tarafından doğu ve güney doğuya verilen (Köye Dönüş Rehabilitasyon Projesi) KDRP’nin mutlaka ilimizde de uygulanması gerekiyor.
KDRP projesi kapsamında Doğu ve Güneydoğu da 14 ile 1999-2011 yılları kapsamında Başbakanlık Genelgesi ile toplam 128.360.000 tl lik ödenek aktarıldı. 2012 yılı kapsamında KDRP için ayrılan ödenek ise 17.655.000 tl.
Bu destek Doğu ve Güney Doğuda terör mağduru vatandaşların köylerine dönebilmesi için devlet tarafından yapılan yapılması gereken doğru bir destek. Ancak bugün ülkemizde üretimin düşmesi, köylerin terk edilmesi sonucu tarım alanlarının verimsizleşmesi yüzünden yeniden köylere hayat verilerek yerli üretimi harekete geçirmek için Sakarya ya ve köylerine devlet desteği gerekmektedir.
Köylerin yeniden yaşanabilir alanlar haline getirilmesi için devletin mutlaka bölgemize de destek vermesi gerekiyor.
Köylerimizin kendi imkanları ile yaptıkları Hüseyinli ve Çilekli köylerinde çilek yetiştiriciliği, Kemaliye de barbunya yetiştiriciliği daha da artırılmalı. Desteklenmeli. Gerekirse köylere ziraat mühendisleri veterinerler atanmalı.
Eskiyayla da son yıllarda yapılan önemli atılımlar artı değer getirecek. Ancak yukarıda bahsettiğimiz gibi köylü kendi kıt imkanları ve rastgele yatırımlarla kendine yol bulmaya çalışıyor.
Köyde yıllar önce başlatılan yanlış imar durumları yüzünden ve şimdi de Akçay Barajı çalışmaları nedeniyle köyün birçok arazisi su havzası altında kalmış durumda. 1960 yılında Adapazarı’na giden Adasu yüzünden baraja bakan bölgedeki araziler su Havzası ilan edilmiş durumda. Devlet 2007 yılında köyden geçen tapu çalışmaları sonunda köy yerleşim alanı diye ilan ettiği su havzası altında kalan yerlere yerleşim izni vermiş, şimdi de Akçay Barajı havzası çalışmaları başlatıldıktan sonra da yeni yapılan birkaç evin su havzası altında kaldığını söylemekte.
Eskiyayla köylüsü Orman kesimi ile geçinmekte. Köylü gün geçtikçe gelir düzeyini kaybetmekte. Daha önceleri evinde bir inek, bir çift öküz bakarken tarlalarını sürüp ekerken devlet tarafından verilen dönüm başına verilen arazi teşvikleri (dönüm başına 10 tl) arazilerini işlemeyi de bırakmış durumda.
Köyde tarlalar bakımsızlıktan sürülmemekten verimsizleşmiş, işlemeyen demir pas tutar duruma düşmüş durumda.
Köyde yapılmaya çalışılan önemli bir yatırım olan hayvancılık örnek projesi için köylü ve köy derneği destek verdiği halde, hala devletten ilgi ve destek verilmemekte. Köyde İstanbul’dan gelen önemli bir yatırımcı hatırı sayılır bir yatırım yapmaya çabalıyor. 2012 yılı başlarında başlatılan projenin ilerlemesinde dermek olarak uzaktan görebildiğimiz kadarıyla öylesine bürokratik engeller çıkarılıyorki şaşırmamak elde değil.
Akçay Barajı diye Sakarya Büyükşehir tarafından İller Bankası kredileri ile başlatılan baraj çalışmaları zemin etüdü yapılmadan havzanın temizlenmesi için binlerce ağaca kesim izni veren devlet Eskiyayla da hayvancılık tesisleri için önce zemin etüdü yapılacak diye aylarca yapılan etüdü onaylamakta yapılan çalışmaları hantal devlet anlayışı ile geciktirebilmekte.
Yapılacak tesislerin bölgesi alanından tapu çalışmaları geçtiği halde, köy muhtarlığının bölgede kamu yolu olarak yapılması gereken 1 km lik yolun stabilize çalışmalarının yapılması programa aldırdığı halde hala yapılabilmiş değil.
Yerel yönetimler yasası çalışmalarının TBMM sine geldiği şu günlerde ise Köy Hizmetlerinin Büyük Şehir Belediyesine devredileceğinden şu anda da tamamen köylere gidecek hizmet alımları durdurulmuş durumda. Köy Hizmetlerinde çalışan personel can derdine düşmüş ve belediyelerde nasıl istihdam edileceklerinin hesaplarını yapıyorlar. Devir alacak Büyük Şehir Belediyesi ise makine parkuru ve köy hizmetleri çalışanlarını nerede istihdam edeceği derdine düşmüş görülmekte.
Kısaca köylerimiz kendi imkanları ile devletten destek görmeden el yordamları ile bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Köy derneği olarak bizde inadına artık verimsizleşmiş arazileri geri kazanmak için dozerlerle köyümüz yollarını açmaya tarlalarımızı geri kazanmaya çalışıyoruz.
Halbuki bu köylere devletin elini uzatıp özellikle tarım arazilerini kazanmada tapu geçmiş arazi yollarının açılmasında destek olması, kaybedilmiş toprakların yeniden kazanılması için devlet desteği verilmesi gerekmektedir. Sadece Eskiyayla değil bölgemizdeki yayla köylerinin hepsinin mutlaka devlet desteğine ihtiyaçları var.
Eskiyayla Köyü Derneği Başkanı
Mehmet Yavuz