Bu özel haberimizi uzaktan takip ettikten sonra yaptık.
Elperek mahallesinde elinde bir çelik tava olan başında bir peşta bulunan Sözde Türkçe bilmeyen bir genç bağırıyor. “Meleş, meleş, meleş….” Bu sesi duyan mahalli satıcının yanına koşuyor. Demek ki bedava bişeylar satılıyor diye düşünen kenar mahalleli, tencereyi eline alıyor. Ancak satıcı “Bir lira, bir lira ne alırsan bir lira” demeye başlıyor. Satıcı arabadan bir eşya daha çıkarıp “Buda meleş, buda meleş” diyor.
Bizim alıcı şaşırıyor. Bir tencere, bir ütü, bir düdüklü tencere daha, karşısındaki satıcı bunlarla birlikte 1 lira diyor. Sözde dili bozuk ve sanki Arapça, yada Kürtçeye benzeyen lisanı ile satıcı “al götür ver bir lirayı derken. Minübüsün içinden soför iniyor.
Alıcı ise satıcının dil bilmemesine acıyor. Ve içinden beş on bin vermek geliyorki. İnen soför düzgün bir aksamla.
Abi bunlar Türkçe bilmiyor. Beni kiraladılar. Bende onun mallarını taşıyorum. Ama bunlar beleş, meleş değil. 200 bin tl deyiveriyor. Alıcı bu defa şüpheye düşüp malı almaktan vaz geçiyor. Dil bilmediği söylenen cazgır eline çelik tavayı alıp önden başka bir sokaga bağırarak gidiyor. “Meleş, beleş, meleş” ancak uzan süredir takip ettğimiz bu satış işi devam ediyor.
Beleş, meleş,