Dün gece geç saatlerde Sakarya da en tehlikeli “Çok yüksek Korona Tehdidi altındaki İller Grubunda” gösterildi.

Sakarya Harita da Kırmızı iller arasına girmeyi başardı. Her yerde birinci olmayı kendilerine huy edinen bazı yönetciler, bazı uçan kaçan huylu suylu canlılar gibi yerine duramayanların başardıkları bu Sakarya hikayemiz artık tescillendi.

Sakarya Sakarya olalı böyle bir derece görmemişti.

Ne oldu, Nasıl oldu, Neden oldu, diye sormadan gelecek birinciliklerden kurtulmamız çok zor olur.

Hatta bazi birincilikler alışkanlık yapar. Ancak bu yeni gelişmeden kurtulmak için mutlaka sakin kafa ile düşünüp ona göre hareket etmemiz gerekiyor.

Bu işler şakaya, alaya gelmez. Soğukkanlı ve bilimin ışığında ancak yeni bir akort edilmiş halimizle bu sabah erken kalkıp işimize başlamamız gerekir.

Bu işin şakası yok. Sonun da ölüm var.

Sonunda birlerinin getirdiği leşi, mikrobu üzerimize atıp bizide kendisi ile bilikte yok etme ihtilali var.

Güzel ülkemiz maalesef çok dalgalı denizlerde yol alıyor. Hatta aldırılıyor diyebiliriz. Dünyayı saran Son Yılların sessiz vebası yüzünden insanlar hapis hayatı yaşıyor. İnsanlar zor nefes alıyor.

Ancak bu tehlikenin farkında olmayan değil de her zaman paraya tapmış her şeyi onun üzerinde görenlerin ölüm anında bile birilerinin kefeninin kaç para ettiğini. Ölenlerin ağızlarından nasıl metal dişleri alabilirim hesaplarını yaptığı Vahşi kapitalizmin okullarında öğrendikleri ile dünyaya baktığı günümüzde işlerimiz daha zorlaşıyor.

Bu Korona belasından kurtulmak için her türlü fedakarlığı yapan, sokağa bile çıkarken ayaklarının ucu ile basan insanların birazda şu çevresindeki hareketleri görmesi onları deşifre etmesi de bir mücadeledir.

Bir insan sadece keni kurallara uyarak dünyayı kurtaramaz.

Bir insan gözlerini kapatarak karşısandaki işlenen cinayetlere engel olamaz.

Ülkemizde 1 Mart 2020 yılında görülen ve tedbir alınmaya başlayan Korona virüs hastalığı, bulaşacılğı tam 1 yıldır onbinlerce can aldı. Bunun hepimiz farkındayız.

Bu virüsü kimler dağıttı: kimler göz yumdu. Bir vaka resgele olmaz. Mutlaka olacak olayların bir tarafı vardır. Bir kazananı vardır, birde kaybedeni vardır.

Şimdi kazananlar kimler: kuralları dinlemeyip günü gün edenler. Millet bu beladan kurtulmak için az oksijenle yaşarken onlar dağlarda villaları içinde keyif çatanlardır. Küçük dükkan işleten evde güzel gelecek günler olur diye hayal ederken dağlarda bağlarda horon çekip günün gün edenler kazanmıştır.

Köyünde mahallesinde evinden çıkmayan her türlü sıkıntıya katlanan soğan ekmekle gününü geçirirken birilerin gece gündüz elinde keser-çekiç takur tukur müteahhitlik yapanlar kazanmıştır.

Küçük bir dernek kendi kongesini yapamazken milletin vergileri ile gecinen kocaman partilerin salonları doldurarak lebleli gibi salonlarda birbirlernine korona alş-verişi yaptıktan sonra topluma hastalık dağıtanlar kazanmıştır.

Artık bu işin şakası olmayacığını şimdi anladık. Tehlike önce uzaklardaydı. Rize deydi, Karadenizdeydi şimdi Sakarya da, Pamukova da, bizim mahallede, Komşumuzun bahçesinde, kapımızda artık bu işe biraz daha yakından bakalım.

Tehlike Sakarya da daha net, daha gözle görülür hale geldi.

Hem dendimizi koruyalım, hem komşumuzu koruyalım, sonunda bu belaya birlikte karşı duralım.

Selam ve saygılarımla

Geçmiş olsun Sakarya