banner400

Kent Konseyinin yapısı, önemi ve Pamukova ölçeği ve sorunlar

Pamukova Kent Konseyi Başkanı Av. Süleyman Birol Uyar’ın Yerel Yönetim Yapısında Kent Konseyi nin yapısı ve önemi çerçevesinde Pamukova ölçeği ve sorunlarını ele alan yazısı ilk defa Pamukovahaber.com sitesinde okuyucularla paylaşılmıştır.

Kent Konseyinin yapısı, önemi ve Pamukova ölçeği ve sorunlar
İŞTE SÜLEYMAN BİROL UYAR’IN YAZISI
 
YEREL YÖNETİM YAPIMIZDA KENT KONSEYLERİNİN YAPISI VE ÖNEMİ ÇERÇEVESİNDE PAMUKOVA ÖLÇEĞİ VE SORUNLAR
Yerel yönetimler, bütün ülkelerde kamu yönetiminin en vazgeçilemez unsurlarıdırlar. Çünkü artık günümüzde bir ülkenin demokrasi düzeyinin belirlenmesi, o ülkedeki yerel yönetimlerin etkin ve güçlü olmasına bağlanmaktadır. Bu nedenledir ki yerel yönetimlerin kurulması, organları, organlık sıfatını kazanmaları ve kaybetmeleri ülke anayasalarında düzenlenmiş ve onlara Anayasal güvenceler sağlanmıştır.
 
1982 tarihli Anayasamız incelendiğinde, bir yönüyle yerel yönetimlere geniş yetkiler tanıdığı, diğer yönüyle de bu geniş yetkili yerel yönetimlerin çeşitli nedenlerle (ki bu nedenler genellikle siyasi nedenlerdir) bu geniş yetkilerini kullanamadıkları bir gerçektir. Günümüzde yeni bir anayasa yapılması çalışmalarında, yerel yönetimlerin yine gözde bir yapılanma şeklinde düzenleneceği ve bu yönetimlerin sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışma zorunluluğu içinde bulundukları sürece başarı sağlayacağı düşüncemiz bize göre de diğer bir gerçektir.
 
Yerel yönetim yapımızın bugünlere gelişinin çok kolay olmadığını söyleyebilmek mümkün iken, merkeziyetçi bir geleneğe sahip yönetim yapımızda, yerel yönetim sistemimizin düzenlenmesinin de merkezden yönetim kurallarını andırır bir durumda olduğunu kabul etmeyenlerin bu görüşlerini kabul etmek hiç mümkün değildir. Çünkü bugüne kadar merkezi yönetim, yerel yönetim kuruluşlarını hep kendi uzantısı gibi görmüş ve belediyeler hariç diğerlerini merkezileştirmiştir. Bugün yoldan geçen sade bir vatandaşa sorulduğunda bile yöresinin belediye başkanının adını ve belediyenin çalışmaları hakkında siyasi görüşleri doğrultusunda olumlu yada olumsuz bir görüş içinde bulunduğu görülecektir.Oysa İl Özel Yönetimleri ile köyün bu çerçevede değerlendirileceği konusunda halkımız yeteri kadar bilgi sahibi değildir.Halbuki Türkiye’de ve Dünya’da yaşanan toplumsal ve teknolojik değişim, hızlı kentleşme, yönetişim ve insan hakları konusundaki gelişmeler ile çevre bilinci ve küreselleşme gibi konular yerel yönetimler konusunda yeni anlayış ve arayışları da beraberinde getirmiştir.
 
Günümüzdeki devlet yönetim anlayışında, devletlerin iki yönlü bir baskı altında tutulduğunu ve otoritelerinin bir bölümünü Uluslar arası kuruluşlara, (Birleşmiş Milletler, Nato, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi) bir bölümünü de yerel yönetimlere ve sivil toplum kuruluşlarına devretmeye zorlandığını sanırım herkes kabul edecektir.
 
Ülkemiz uluslararası ilişkiler sisteminde etkin olabilmek ve küreselleşen dünyada lider ülke konumunda olabilmek için otoritesini (Avrupa Birliği gibi) uluslar arası kuruluşlara devretme açısından öncelikli bir istek içerisindeyken, yerel yönetimleri geliştirmek konusunda hep isteksiz ve hep tereddüt içinde olmuştur. Çünkü merkezdeki politikacılar ekonomik kaynakları sınırlı olan ülkemizin kaynaklarını yönetmenin kendilerine ayrıcalıklı bir güç sağladığını düşünerek (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tezinden alınmıştır.)
Taşradaki etkinliklerini kaybetmemenin, bu kaynakların kendilerince yönlendirmesi ile doğru orantılı olduğunu düşünmektedirler. Oysa tüm politikacılar yerel yönetimlerin gelişip büyümesinde ortak bir düşünce içinde imişçelerine görüş bildirmelerine karşın, bu görüşün muvazaalı olduğu düşünülmektedir.
 
Yerel Yönetimler ve Bürokrasi konusunda Türkiye’de bir üstat olan hocam Prof. Dr. Bilal ERYILMAZ’ın ‘’Yerel Yönetim deyince, aklımıza daha çok belediyeler gelmektedir. Oysa yerel yönetimlerin diğer iki tür olan İl Özel Yönetimi ile Köyler, hizmet olarak toplumun günlük hayatında belirgin bir rolü olmadıkları için, yerel yönetim mi, yoksa merkezi bir yönetimin taşradaki bir uzantısı mı, ya da yerel yönetimin merkezi yönetim karışımı yönetim birimleri mi oldukları konusunda tereddütler içermektedir.’’ Şeklindeki düşüncesi aşağıdaki savımı güçlendirmektedir.
 
20. Yüzyılın son 10-15 yılında belirginleşen ve yüzyılımızın en muhteşem buluşu saydığım internet ile pekiştiğine inandığım küreselleşme kavramı, merkezi ve yerel yönetim anlayışının da değişimine yol açmıştır. Bu değişim anlayışı ile merkezi yönetim faaliyetlerinde daralma görülürken, yerel yönetimler ağırlık kazanmaya başlamıştır. Bu görüşün ağırlık kazanmasında ‘’Kutsal Devlet’’ anlayışının terk edilerek ‘’Vatandaşın hizmetinde olan devlet’’ anlayışının gelişmesinin de etkili olduğu düşüncesindeyim. Ayrıca belediyelerin günlük yaşamımızda hayatımızın çok önemli bir parçası olmasının,  belediyelerin tanınmasında rolünün büyüklüğünü ortaya koymaktadır. İşte bu anlayışlarla yola çıkan ve daha çok insan hakları ve daha çok demokrasi kavramı anlayışı ile yola çıkan parlamentomuz, kabul ettiği 5393 sayılı Belediye Yasa’sının 76. maddesi ile belediyelere ‘’KENT KONSEYİ’’ oluşturma görevini vermiştir. 8 Ekim 2006 tarihli 26313 sayılı yönetmelik ile değişik 6 Haziran 2009 tarih ve 27250 sayılı Kent Konseyleri Yönetmeliği ile, Kent Konseylerinin amacı, organları, çalışma ilkeleri ve üye profili belirlenmiştir. Böylelikle belediyeler bu çerçevede kent konseyleriyle ilgili yeni bir oluşum içersine girmişlerdir.
 
Yasa ve yönetmeliğe rağmen, kent konseylerinin oluşturulması sürecinde yeterli kaynakların bulunmaması, uygulama süreciyle ilgili önemli belirsizliklerin yaşanmasına ve kent konseylerinin demokrasiye dayalı yerel yönetişimin hayata geçirilmesi görevini yerine getirememesine sebep olduğunu ileri süren Bursa Kent Konseyi’nin bu görüşüne katılmamak mümkün müdür? İşte bizde tüm bu sorunların çözümünün aşağıda belirttiğimiz önlemler ile giderileceğini düşünmekteyiz. Bu önlemler kısaca:
 
    a)Kent Konseylerini belediyelerin sahiplenmesi ve onların çalışmalarına destek olması,
 
    b)Belediyelerin kent konseylerinin serbest çalışmalarını sağlamak için çalışma bürolarını temin etmesi,
 
   c)Belediyelerin kent konseylerine kendi bütçesinden maddi bir kaynak aktarması,
 
   d)Belediyelerin kent konseyinin önerilerini tarafsızca değerlendirilerek yararlı olanlarını, derhal hayata geçirmesi
 
   e)Kent konseylerinin kurmuş oldukları ve üniversitelerin seçkin akademisyenlerinden oluşan ‘’bilim kurulu’’nun çalışmalarına değer vermesi,
 
    f)Belediyelerin ARGE çalışmalarına yönelerek önemli gördüğü projelerin, ulusal ya da uluslar arası kuruluşlarca değerlendirilmesine yardımcı olmasıdır.
 
Bilindiği gibi kent konseylerinin yaptırım gücü yoktur. Bunun için belediyelerin desteklerine ihtiyaçları söz konusudur. Değerlendirilmeyen bir çalışmanın kişide çalışma azmini yitireceği düşüncesi ile hareket eden bir belediyenin başarılı olamaması mümkün değildir. Her türlü yenilik ve topluma fayda, ancak ve ancak iyi bir ekiple saplanabilir. Çünkü; günümüzde tek adam formülü, sadece totaliter sistemlerde mevcuttur.
 
NOT: 5 Mart 2012 Pazartesi günü Pamukova Kültür Merkezi’nde yapacağımız 2012 yılı olağan 1.Genel Kurulumuza tüm halkımız davetlidir. Yapılacak bu toplantıda eleştirilerinizi bekliyor, yanlışlarımızı birlikte değerlendirerek gerçek doğruları bulmanın yollarını aracağız.
 
7 Şubat 2012 günü Pamukova Halkına sunduğumuz projelerin değerlendirmesi ve içeriklerini bir dahaki yazımda açıklayacağım. Özellikle çiftçi evi ve rüzgâr enerjisi ile ilgili görüşümüzü önceden size sunacak ve sizlerin eleştirileriniz doğrultusunda projemizi hazırlayarak Doğu Marmara Kalkınma Ajansı (MARKA) ile Avrupa Birliği 7. çerçeve programına gönderip maddi destek alma yoluna gideceğiz.
 
5 Mart 2012 günü düzenleyeceğimiz toplantıda ödüllü bir yarışma açarak ‘’Pamukova Kent Konseyi Sempozyumu’’ düzenlemek için genel kuruldan destek isteyeceğiz.
 
Sakarya-Pamukova Kent Konseyi Başkanı
Av. Süleyman Birol UYAR
Güncelleme Tarihi: 20 Şubat 2012, 23:41

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.

YORUMLAR
ali
ali - 13 yıl Önce

bence kent konseyinin hiç bi önemi yok çünkü sadece temsili biyer, yani kent konseyi ne yapmış şimdiye kadar toplanıp dağılmaktan başka?...

SIRADAKİ HABER