banner392

ATATÜRK’E KARŞI SAMİMİ OLMAK…

Atatürk aramızdan ayrılalı 73 yıl olmuş. Ama sanki o hiç ölmemiş gibi onu konuşuyor ve tartışıyoruz.
Onun Türk milletine yaptığı hizmetleri inkar edecek bir Türk bu güne kadar çıkmadı ve bundan sonra da çıkacağını zannetmiyorum.
Bu sebeple milyonlarca Türk evladı, sadece 10 Kasımlarda değil yaşamın her anında onu minnet ve duayla yad etmektedir.
Atatürk’ün yaptıklarını iyi anlamak için o yıllara gitmek ve dönemin şartlarını bilmek gerekir. Keşke “Uzay Yolu” dizisinde olduğu gibi bir ışın makinası ile geçmiş zamana yolculuk yapma imkanı olsaydı.
Eminim ki; böyle bir fırsatı yakalayacak olan her Türk evladının, başarılan işler karşısındaki hayranlığı bugünkünden kat be kat daha fazla olacaktır.
Gerçekten Atatürk önderliğinde, Türk milleti ve Türk ordusu çok büyük işler başarmıştır. Ben onların yaptıkları ile daima övündüm ve bundan sonra da övünmeye devam edeceğim.
Atatürk’ü kimler sevmez? Veya kimler sever veya sayar görünürde, onun manevi şahsiyeti üzerinden Türk milletine zarar verir? diye sorsam; bu sorulara cevap vermekte zorlanırsınız diye düşünüyorum…
Çünkü günümüzde de devam etmek suretiyle bu güne kadar Atatürk konusunda, bilerek ve kasten kafamız karıştırılmıştır.
İlk önce Atatürk’ü kimlerin sevmediğini söyleyelim. Birincisi Türk milletinin ve devletinin varlığını istemeyen dış güçler ile onların yerli işbirlikçileri, onu hiç sevmezler.
İkincisi, hainler ile onların çocuk ve torunları Atatürk’ten nefret ederler. Kimdir bu hainler?
Devlete, parayı ve silahı dış güçlerden almak sureti ile isyan edenlerin tümü haindir. Dünyanın her yerinde ihanetin cezası ölümle karşılanmıştır. Elbette hainlerin sırtının sıvazlanacak hali yoktur. Bu sebeple hainlerin ve onların çocuklarının Atatürk düşmanlığı had seviyededir.
Ancak tarif etmeye çalıştığımız bu hainler, ihanetlerini bu günkü nesillere “demokrasi, özgürlük, insan hakları” gibi allı pullu kavramlar altında sunmaya çalışıyor ve işi döndürüp Atatürk’e laf söylemeye getiriyorlar.
Bunları yapanların çoğu Dersim, Şeyh Sait, Pontus gibi olayların kalıntıları ile İslam’a dönmüş gibi gözüken sahtekarların çocuklarıdır. Devletin elinde bu konulara ilişkin her türlü belge ve isim bulunmaktadır. Kendine güvenen varsa hodri meydan! Bunlar Türk milletine açıklansın. Hatta kimlerin dedeleri cepheden kaçmış bunlar da Genelkurmay arşivlerinde var. Atatürk’e laf söylemek kolay olabilir ama gerçeklerle yüzleşmek çok zordur.
Atatürk’ün yaptığı en önemli iş, bunların dedeleri karşısında Türk milletini galip getirerek hükümran unsur yapmaktır. Onun için tek hedef aslında Atatürk değil, Atatürk’ün manevi şahsiyeti yolu ile Türk milletidir. Günümüzde yaşanılan tartışmalarda bunun en büyük delilidir.
Atatürk’ten haz etmeyen diğer bir kitle ise, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetle iktidarlarını kaybedenlerdir. Malum iktidar demek; para, nüfuz, mevki ve güç demektir.
Osmanlı –Türk Devletin de her ne kadar bir burjuvazi ve aristokrasi olmadığı söylense de yönetime hakim bir sınıf vardır ve bu iktidar sahipleri Atatürk’le birlikte güçlerini yitirmişlerdir. Bu durum, açık edilmese de içten içe bir Atatürk karşıtlığını muhafaza edegelmektedir.
Günümüzde Atatürk’e açıkça karşı gelinememesinin, anıtlarının tuzla buz edilememesinin, adının okul kitaplarından çıkarılamamasının, resimlerinin duvarlardan indirilememesinin nedeni onunla ilgili olarak çıkarılmış koruma kanunları değil bizatihi Türk milletinin ona duyduğu derin sevgi ve saygıdan dolayıdır.
Peki bu derin sevgi ve saygı nereden gelmektedir?
Bunun bir çok haklı sebebi olmasına karşılık kanaatimce en büyük sebep Mustafa Kemal ve onun komutasındaki Türk ordusunun, milletimizin namusunu ve onurunu kurtarmış olmasıdır.
Yanı başımızdaki Irak’ı işgal eden ABD ordusunun Müslüman Iraklı kadınlara neler yaptığı hepinizin malumudur. Bunun dünya tarihinde bir çok örneği vardır.
30.Ekim.1918 tarihinden itibaren galip devletlerin askerleri tarafından işgal edilen güzel ülkemiz, 5 yıl boyunca düşman çizmesi altında çiğnenmiştir.
O dönem Müslüman Türk kadınının ne gibi onursuzluklara uğradığını düşünebiliyormusunuz? Uğradığı ayıp yüzünden kendisini ağaçlarda sallandıran, uçurumlardan aşağı yuvarlayan veya azgın sulara bırakan nice iffetli kadınımızın; intikamını alan ve milletimizin onurunu kurtaran Atatürk ve Türk ordusu olmuştur. Bunlar milli gurur sebebiyle açık edilmez ama sadece sebeplerden biri olarak Atatürk ve Türk ordusuna, bu nedenle milletimizin duyduğu sevgi, saygı ve bağlılık değer olarak ölçülemez seviyededir. Bu sebeple Mustafa Kemal’e duyulan sevgi ve saygının ana kaynağında bu düşünceler ile oluşan duygular yatar.
Sadece bu neden bile Atatürk’ün aziz hatırasına saygı göstermek için yeterde artar.
Atatürk’ün ölümünden bu güne kadar onun etini, kemiğini, iliğini sömürerek onun üzerinden geçinmiş olanlara; iktidara gelmek için onu yerden yere vuran şer cephesine ve elbette hainlere diyorum ki; ona karşı saygı gösterin ve samimi olun. Çünkü o düşmanlarının bile iltifatına ve övgüsüne mazhar olmuş büyük bir liderdir.
Unutmayın ki; onun koruyucusu ve kollayıcısı önce Allah ve sonra da Türk milletidir. Siz ne yaparsanız yapın, sanmayınız ki; Türk milleti Atatürk’ü sevmekten ve saymaktan vazgeçer. Ve aldanmayın ki; takiyenize kanar sizi onun yolunda sanar…
Büyük Önder, rahat uyu… İzinde olanlar tüm uyanıklığı ile her şeyin farkında… Kurduğun Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti ebediyen yaşayacak.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.