Adapazarı Kapalı Spor Salonunu dolduran partililer Kılıçdaroğlu’nu beklediler. Kemal Kılıçdaroulu İstanbul’dan 100 yakın milletvekili ile adata Sakarya ya çıkarma yaptı.
Saat: 14.30 suları Sakarya ya gelen Kılıçdaroğlu salonda bekleyenler tarafından ayakta alkışlandı.
İŞTE KEMAL KILIÇTAROĞLU NUN KONUŞMASI
“Allah aşkına getirdikleri düzene bakın! Bir esnaf düşünün, sabahın köründe dükganını açar; müşterisini güler yüzüyle karşılar, para kazanır. Bu esnaf emekli olur, aldığı emekli aylığı ile geçinemez. Ne yapacak işine devam ediyor. Sen misin işine devam eden. Emekli aylığından yüzde 15 vergi kesilir. Bana söyleyin hangi demokraside çalışan esnaf cezalandırılır? Benim ülkemde.
Esnaf kardeşlerime sözüm var. Seçim yok bir şey yok şu anda. Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında Kesinlikle yüzde 15 olarak kesilen o paranın alınmasına son vereceğim. Çalışan adam çezalandırılırmı? Allah aşkına. Çalışan insan ödüllendirilir.
“ALDATANLAR VE KAÇIRANLAR PARTİSİNİ KASTEDİYORUM”
Cumhuriyet Halk Partisi olarak üzerimize düşen büyük görevler var. Cumhuriyet Halk Partisi 93 yıldır geçmişi olan bir partidir. Mazisi olan partiler ayakta kalırlar. Geçmişi olan partiler ayakta kalırlar. Halkına hesap vermeyi namusu sayan partiler ayakta kalırlar. Düzgün insanların, namuslu insanların olduğu partiler ayakta kalırlar. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi halkın partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi ne olursa olsun, inançlara saygı duyanların partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi kimliği ne olursa olsun, nerede doğarsa doğsun, bütün insanlarımıza eşit davranan etnik kimliği görmeyen, herkese saygı duyan bir partidir. Cumhuriyet Halk partisi kimliği ne olursa olsun, inanca ne olursa olsun insanı Allahın yarattığı en değerli varlık olarak gören partidir. Cumhuriyet Halk Partisi insanlar arasında ayrım yapan bir parti değildir. Cumhuriyet Halk Partisi insanların sorunları ile ilgilenen partidir. İşsizlik mi var o dert benim derdim. Emekli geçinemiyor mu, o dert benim derdimdir. Sanayici zarar mı etti o dert benim derdimdir. Bir insan karakolda kötü muamele mi gördü o dert benim derdimdir.
“EKONOMİNİN SAĞLIKLI BÜYÜMESİ İÇİN VATANDAŞA DOKUNMASI LAZIM”
İşsizlik azaldı mı? Azalmadı. Kimin ekonomisi büyüdü? Bir avuç adamın ekonomisi büyüdü. Önemli olan vatandaşın ekonomisi büyüyecek. Vatandaşın çocuğu iş bulacak. Zam ve zülüm altında yaşıyorsunuz.
“RECEP TAYİP ERDOĞA ÇAĞRIDA BULUNUYORUM”
Bütün vergi dairelerin kapatın. Ne gerek var. Bütün benzin istasyonlarının önüne bir tabela asın vergi dairesi diye zaten oradan istediğiniz vergiyi alıyorsunuz. Mazotun fiyatına bakın, benzinin fiyatına bakın Allah aşkına. Doğalgaza habire zam yapılıyor. Hani ekonomi çok iyiydi? İyi ekonomide zam mı yapılır? Demek ki iyi değil. Demek ki biraz daha malı götürecekler. Malı götürmelerine izin verecek misiniz? Recep Erdoğan ve arkadaşlarının malı götürmesine izin verecek misiniz?
“EĞİTİM YASASININ İÇİNE 20 MİLYAR DOLARLIK YOLSUZLUK KOYDULAR”
Şimdi ben soruyorum başbakana; Siz 20 milyar dolarlık kamu ihalesi yasanının dışına çıkardınız? Benim sorduğum soru herhalde anlaşılıyor. Cevap var mı? Tık yok. Yolsuzlukla beslenen bir siyasal iktidarın bir ülkeye faydası olmaz. Bunu sakın unutmayın.
BAŞBAKANA CEVAP
Efendim geçen yine esmiş gürlemiş. “Biz kimsenin önünde diz çökmeyiz.” diyor. Sevsinler senin bu cümleni. Senin kimin önünde diz çöktüğünü biz fotoğraflarda gösterdik. Ama Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir başbakan hiçbir ülkede bir gün kapıda bekletilmedi. Bizim başbakan Seul den geldi. Obama’nın mesajını İran devlet başkanına aktaracak. Dedi ki, İran da başbakan “ben rahatsızım. Seni kabul etmiyorum” dedi. Ben rahatsızım seni bugün kabul etmiyorum dediği gün iki tane devleti ayrı ayrı kabul etti. Bizim başbakan gene bekledi. Talimat almış Obama’dan, çünkü talimatı o veriyor. Bir gün bekledi bu 75 milyon insanı rencide eden bir davranıştır. Hani sen kimsenin önünde diz çökmüyordun? Sen İran da istismar edilen bir başbakansın. Sen Türkiye Cumhuriyetine yakışan bir başbakan değilsin. Türkiye Cumhuriyetinin başbakanları onurludur. Dik dururlar. Eğer kabul etmezlerse geriye gelirler.
Bir iktidar var ki işsizlerin derdine derman olamıyor. Bizim derdimiz fakır fukaranın derdi. Herkesin işi olacak herkes evine ekmek götürecek.