Özkoç basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
ULUSAL düzeyde yayın yapan bir gazetemizin 13 Ağustos 2013 tarihli “İşte CHP Fişleri” manşet haberiyle, tüm Türkiye MİT’e ait olduğu iddia edilen bir fişlemenin varlığından haber oldu. Türkiye’nin saygın bir gazetesinde yayınlanan habere göre 15 CHP milletvekili ve yerel yöneticisi bir istihbarat örgütü fişlemesinin mağduru olarak gösteriliyordu. Dahası fişlemelere ilişkin bugün kaleme alınan bir köşe yazısıyla öğrendim ki fişlenen 15 CHP arasında ben de varım.
Baştan aşağıya traji- komik bir fişlemenin muhatabı olarak “Abhaz” kökenli oluşum ve Türkiye’deki Abhaz vatandaşlarımız ve Abhazya’ya ilişkin çalışmalarım sıralanıyor. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Abhaz olduğumu hiçbir zaman saklamadım ve bir Abhaz olarak kendimi daima Türkiye Cumhuriyetinin eşit ve onurlu bir vatandaşı olarak gördüm. Fişleme belgesinde Türkiye’de yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Abhazlar tarafından düzenlenen etkinliklere katılmış olmam, Türkiye’deki Abhaz diasporası tarafından değerli birisi olarak görülüyor olmam bir suçmuş gibi gösteriliyor. Bunun açık anlamı şudur: Hükümet ve esas olarak Başbakan, sadece beni değil, Türkiye’de yaşayan bütün Abhazları suçlu gibi görmektedir. Ne acıdır ki, bu Hükümetin gözünde Abhazların her biri, sadece Abhaz oldukları için, suçludur. Fişlemede kullanılan “Sözde” Abhazya Cumhuriyeti, “sözde” Abhaz Hükümeti gibi ifadeler ise, son derece yakışıksız ve siyasi nezaketten uzaktır. Türkiye’nin Abhazya’nın bağımsızlığını tanımadığı bilinmektedir ancak diplomatik ve siyasi tanımama Abhazya’ya yönelik saygısız ifadeler kullanmayı gerektirmez. Tüm bu fişleme çabasının Engin Özkoç olarak şansımı hedef aldığı kadar, Abhaz toplumu ve Abhazya Cumhuriyeti tartışması üzerinden CHP’yi de hedef aldığı tartışılmaz bir gerçektir.
Yerüstü ve yeraltı zenginliklerimizin korunmasından çağdaş hukuk devletine; modern ve eşitlikçi bir eğitim sistemi kurulmasından, herkese istisnasız ve kaliteli sağlık hizmeti sunmaktan komşularımızla barış içinde ve kardeşlik hukukuna dayalı bir yaşam sürmeye kadar pek çok konuda uğraş veren ve Türkiye’nin üzerine karabasan gibi çökmüş AKP iktidarına karşı mücadele eden CHP’nin ve CHP’lilerin fişleme yoluyla da hedef gösterilmesine şaşırmamak gerekir, haliyle de üzülmemek gerekir. Çünkü AKP’nin Türkiye’yi otoriter- diktatoryal bir rejime doğru sürüklerken kendisine en büyük tehdit olarak gördüğü CHP’lileri fişleyerek durdurabileceğini sanması korkularının göstergesidir.
Türkiye bir polis devleti zihniyetiyle yönetilmekte, Başbakan gittikçe diktatörleşmektedir. Devlet tüm kurumlarıyla Başbakanın kontrolü altına alınmaktadır ve sıra CHP’ye gelmiştir. Muhalefeti demokratik işleyişin olmazsa olmaz kurumları olarak görmeyen, muhalefet partilerini yasa dışı örgüt gibi gören bir zihniyetin Türkiye’yi demokratikleştirmesini beklemek boş bir hayaldir. Ancak çok işi biliyoruz ki diktatörler tüm acımasızlıklarına karşı korkaklardır ve CHP’liler, yurtseverler, ülkemizin tüm vicdanlı ve ahlaklı insanları diktatörlerden korkmaz. Haliyle son bir söz olarak fişlemeniz de bize vız gelir, vız…
Saygılarımla
CHP Sakarya Milletvekili