Ecevit Keleş Başbakana mektup yazdı.

İŞTE O MEKTUP 

Sayın Başbakan Sakaryamıza geliyorsunuz, muhtemelen Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu da zat-ı alilerinize bu ziyarette mihmendarlık edecektir. Ancak Sayın Başbakan Sakarya'nın gerçekleriyle yüzleşmek size ağır gelmezse, sizi yarım gün Sakarya'da bizzat gezdirmek istiyorum. 

Sizinle nereleri gezmek istediğimden kısaca bahsedeyim.

Öncelik Sakaryamızın kırsalında kalan köylerimize bir gidelim sayın başbakan. Koruma ordunuzdaki devasa 4x4 jiplerden birini alırsak daha iyi olur, çünkü Sakaryamızın köylerinin birçoğunda hala doğru düzgün yol yok. Kalın giyinmeyi unutmayın çünkü köylerimizde ziyaret edeceğimiz kahvehanelerde ve evlerde doğalgaz yok. Altyapı sorunlarındaki eksikleri de siz eski bir belediyeci olarak bu tabloyu görünce tahmin edebilirsiniz.

Gezimizde ikinci durağımız Sapanca Gölü olmalı Sayın Başbakan. Göl kenarındaki su fabrikalarını birlikte sayarız bir tekne ile açılarak. Ne kadarının ruhsatlı, ne kadarının kaçak ve kaç tanesinin ruhsatları konusunda mahkemelik olduğunu Büyükşehir Belediye Başkanınız Sayın Zeki Toçoğlu size kapsamlı olarak anlatabilecek kişidir, bizzat kendisi bu konularla ilgili yargılanmaktadır. Kendisinden bilgi alabilirsiniz. Ama gölden çekilen su miktarı konusunda bilgi alabileceğiniz bir merci yok. Zira Sayın Zeki Toçoğlu gölümüze sayaç koymayı akıl edememiştir.

Daha sonra Şeker Fabrikası'na gitmemiz yerinde olur sayın başbakan. Ülker Grubu'na satarak halkın elinden aldığınız bu tesisin borcunu tarımcının üzerine bıraktınız. 11 yıldır Sakaryamızdan çıkardığınız 16 parmakçı milletvekili de size Şeker Fabrikasının deposundaki malların hangi milletvekillerinize satıldığını anlatabilirler. Karşılaşacağınız tablo sizi gururlandıracaktır tahminim, zira ülke genelinde 11 yıldır uyguladığınız orta sınıfı ve yoksulları ezen ekonomi anlayışınız kentimizde de memurlarınız tarafından son sürat uygulanmaktadır.

Sakaryaspor'a da değinmezsek bu ziyaretimiz eksik kalır Sayın Başbakan. Siz ki futbolculuktan gelen ve bunu her zaman her yerde keyifle anlatan bir siyasetçi olarak, Sakaryaspor'un bugün amatör kümeye doğru yol almakta olduğunu biliyorsunuzdur. Bilmiyorsanız partinizden istifa eden Sakaryalı Milletvekili Hakan Şükür size kapsamlı bir bilgilendirme yapabilir. Sakarya halkının ne düşündüğünü öğrenmek için herhangi bir kahvehaneye girebiliriz birlikte. Ama korumalarınız dışarda kalırsa iyi olur, zira bir tabur adamı sığdırabileceğimiz bir kahvehane maalesef yok.

Sayın Başbakan ziyaretimizi daha da uzatabiliriz ama sizin kıymetli vaktinizi daha fazla almak istemem. Zira bu aralar başınızda büyük bir sorun var. Yolsuzluk ve rüşvet skandalı vesilesiyle bir hayli sıkıntılı günler geçirmektesiniz. İşiniz başınızdan aşkın. Stres ve uykusuzluk çekiyorsunuzdur diye tahmin ediyorum, Sakaryamızın doğa harikası dağlarında bir gece kendinizle başbaşa kalıp vicdan muhasebesi yapsanız; ufak bir çadırın önünde ateşte çayınızı demleseniz ve gençlik günlerinizde üzerine belki yeminler ettiğiniz “İslam'ın güzel ilkelerini topluma ve devlete hakim kılmak” idealinizin bugün hangi kirli çarkların içine sürüklendiğini görseniz. Kibirinizle yüzleşseniz. Eminim ki tüm milleti ve devleti rahatlatacak kararları almak sizin için zor olmaz.

Sakaryamıza artık ülkesini ve devleti yönetemeyen bir başbakan olarak geliyorsunuz. İçinde bulunduğunuz hazin tabloyu, devasa süslemeler, taşıma kalabalıklar ve görkemli sözde açılışlarla milletten saklama gayretleriniz boşadır. Milletimiz artık içi boş camdan okuduğunuz nutuklarınızdan etkilenmiyor sayın başbakan. Maun Suresi'nde dediği gibi “Gördün mü o, dini yalan sayanı? İşte odur yetimi itip kakan; Yoksulu doyurmayı özendirmez o. Vay haline o namaz kılanların/dua edenlerin ki, Namazlarından/dualarından gaflet içindedir onlar! Riyaya sapandır onlar/gösteriş yaparlar. Ve onlar, kamu hakkına/yardıma/zekata/iyiliğe engel olurlar”.

Bugün sizin ve ekibinizin geldiğiniz nokta Sayın Başbakan işte tam da burasıdır.