Gazetecilik hep ateşten gömlek bu topraklarda…
Ancak özellikle AKP sürecinde daha da zorlaştı.
Biliyorsunuz, ama şunun için vurguladık bunu:
Yaptığınız haberlerle zülf-i yare dokunursanız, ya Hükümet ya da Cemaat tarafından hedef gösterilirsiniz.
Dikkatinizi çekti mi:
İşte Hürriyet gazetesi, Sedat Ergin’in genel yayın yönetmenliğinde bu hedef göstermelere rağmen iyi habercilikte ısrar ediyor.
AKP’nin de Cemaat’in de sesi olmadan, sadece hakikat peşinde koşuyor.
Örneklerden birisi bugün 1. sayfasında yer alan haber.
Toygun Atilla’nın Hürriyet’te yayınlanan haberi; herhangi bir konuya gazetecilik gözü ve titizliğiyle bakıldığında çıkacak sonucun kanıtı.
Uzatmayalım:
Habere göre; MHP yöneticilerinin ve Deniz Baykal’ın yakınlarının, kaset skandalları öncesinde hukuka aykırı bir şekilde dinlendiği ortaya çıktı.
Yani puzzle tamamlanıyor:
Hedefi bul, takip et, biyografik istihbarat hazırla, tuzağı kur ve vur!
İşte Hürriyet’teki o haber:
“HSYK Başmüfettişi Ali Rıza Karakan tarafından Ankara’da yürütülen telekulak soruşturmasında 2011 seçimleri öncesinde kaset iddialarıyla istifaya zorlanan MHP Ankara milletvekili adayları Ahmet Deniz Bölükbaşı, Bülent Didinmez ve Mustafa Cihan Paçacı’nın da sahte isimlerle ve terör örgütü üyeliği gerekçesiyle dinlendiği ortaya çıktı. Bölükbaşı için 2008’de ve 2009’da, Didinmez ve Paçacı için ise 2009’da Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden dinleme kararı alınmış.
12 Haziran 2011 seçimleri öncesinde Türkiye’yi sarsan kaset skandallarına hedef olan MHP’nin o dönemde üst yönetiminde yer alan isimlerin bir bölümünün, bu olayın öncesinde Emniyet istihbaratı tarafından sahte isimler ve terör örgütü üyeliği gerekçesiyle dinlemeye alınmış olduğu ortaya çıktı.
Ankara Özel Yetkili 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin arşivinde telekulak soruşturması kapsamında bulunan dinleme kararlarının incelemesi sürdükçe bir dönem yasadışı dinlemelerin hedefi haline gelen isimlere yenileri ekleniyor. Ankara’da HSYK Başmüfettişi Ali Rıza Karakan tarafından yürütülen telekulak soruşturmasında, 12 Haziran 2011 seçimleri öncesi patlak veren kaset skandalından sonra partilerinden istifa etmek zorunda kalan MHP Ankara milletvekili adayları Ahmet Deniz Bölükbaşı, Bülent Didinmez ve Mustafa Cihan Paçacı’nın da sahte isimler ve örgütler üzerinden dinlendiği ortaya çıktı. (Seçim öncesindeki kaset dalgasında hedef haline gelen diğer MHP’lilerden İhsan Barutçu ve Mehmet Taytak’ın da polis tarafından dinlendiği başka soruşturmalarda ortaya çıkmıştı.)
MHP’LİLERE KURT KAPANI
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı tarafından önleyici dinleme kapsamında alınan dinleme kararlarına göre, Deniz Bölükbaşı ilk olarak 14 Nisan 2008’de İBDA-C örgütü üyesi olduğu gerekçesi ile Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden alınan kararla 3 ay boyunca dinlendi. Bölükbaşı, 1 yıl sonra 13 Mayıs 2009’da, kendisini dinleyenlerin yeniden hedefi oldu. Yine İBDA-C örgütü mensubu olarak telefonları dinlendi ancak bu kez mahkemeden ‘Haydar Baran’ sahte ismiyle dinleme kararı alındı. MHP’nin o dönemki Genel Başkan Yardımcılarından Bülent Didinmez de telekulağın hedefindeydi. Didinmez, Mustafa Türkdoğan sahte ismiyle yine Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden alınan kararla dinlendi. Listedeki bir diğer isim ise MHP Genel Sekreteri Mustafa Cihan Paçacı’ydı... Onun telefonları da 8 Mayıs 2009’da Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden Yavuz Selim Aydoğan sahte ismi üzerinden alınan mahkeme kararı ile İBDA-C örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle dinlemeye alındı.
SEÇİMLERDEN HEMEN ÖNCE
12 Haziran 2011 seçimlerine sayılı günler kala 16 Nisan 2011’de Türkiye’yi sarsan kaset skandalı patladı. Hedefteki ilk isimler MHP Genel Başkan Yardımcısı Recai Yıldırım ile Kırşehir Milletvekili Metin Çobanoğlu oldu. MHP’nin önde gelen 2 isminin ‘Farklı Ülkücülük’ adlı internet sitesinde ‘özel görüntüleri’ yayınlandı. İnternet sitesinden yapılan yayınlarda MHP’nin A takımındaki diğer isimlerin de görüntülerinin yayımlanacağı duyuruldu. Deprem etkisi yaratan videolardan sonra MHP Genel Başkan Yardımcıları Bülent Didinmez, Mehmet Ekici, Deniz Bölükbaşı, Osman Çakır, Ümit Şafak ile Genel Sekreter Mustafa Cihan Paçacı, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Taytak ve İhsan Barutçu’yla ilgili görüntülerin olduğuna yönelik iddialar ortaya atıldı. Bu isimlerle ilgili herhangi bir görüntü yayımlanmadı. Ancak adları geçirilen bu MHP’liler teker teker partilerinden istifa etmek zorunda kaldı. İhsan Barutçu ise istifa etmeyeceğini açıkladı. Ancak MHP MYK tarafından partiden ihraç edildi. Aradan geçen 4 yıla rağmen MHP kasetlerinin sırrı çözülemedi.
10 MHP’LİDEN 5’İ DİNLENMİŞ
Bu istifa furyasında parti yönetiminden ayrılan isimlerden 3’ünün telefonları, Emniyet istihbaratı tarafından dinlenen 477 kişilik listede yer alıyor. Bu arada Ankara’da sürdürülen bir başka telekulak soruşturmasında ise yine aynı çerçevede partiden ayrılmak zorunda bırakılan MHP’lilerden İhsan Barutçu’nun 20 Mart 2011- 14 Haziran 2011 arasında, Mehmet Taytak’ın ise 27 Aralık 2010’da TİT (Türk İntikam Tugayı) soruşturması kapsamında telefonlarının dinlendiği ortaya çıkmıştı. Bu durumda iddialar nedeniyle ayrılmak zorunda kalan 10 MHP’liden en az 5’inin telefonlarının önceden dinlemeye alındığı kesinlik kazanmış oluyor.
YAKIN ÇEVRESİ YAKIN TAKİBE ALINMIŞ
Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin arşivinde ele geçirilen 477 kişilik liste, internete sızdırılan bazı görüntülerin yayımlanmasından sonra 10 Mayıs 2010 tarihinde partisinin genel başkanlığından istifa eden CHP’nin eski lideri Deniz Baykal’ın yakın çevresinin de Emniyet istihbaratının yakın takibi altında olduğunu ortaya çıkardı. Bu isimlerden biri, Baykal’ın gençlik yıllarından beri yakın arkadaşı olan, sabah yürüyüşlerini birlikte yaptığı Atanur Göncü. Baykal’ın arkadaşı Göncü, 10 Ekim 2008 tarihinde Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Ali Şahin sahte ismiyle alınan mahkeme kararı ile İBDA-C örgütü üyesi olduğu iddiasıyla dinlemeye alındı. Yine o dönem Deniz Baykal’ın yakın çevresindeki isimlerden biri olan CHP’nin Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Sekreteri Merve Petek Gürbüz de 27 Şubat 2009’da Fatih Çalışkan sahte ismi ile alınan mahkeme kararı ile Hizbullah örgütü üyesi olduğu iddiasıyla dinlenmeye başlandı."