Daha büyümeden kocaman olmuş bir çocuk gördüm…Şahit oldum ki ne şahitlik…Dondum…Daha yaşı 10…
Yolda karşılaşınca arkadaşının annesine ‘’Tutmayın beni daha yemek yapacağım.’’ diye
büyümüş bir eda ile cevap veren bir kız çocuğu…Dünkü çocuk daha…
Daha dünkü masum çocuk…
Her yazılı sonrası kağıtları okurken sıra onun kağıdına gelince kahroluyorum…Okuyorum okuyorum…
Okudukça sınavda verdiği doğru cevapları değil onun hayatının masumluğunun,güzelliğinin doğrularını okuyorum ve verdiği her yanlış cevapta onun yanlışlarını değil hayatın ona yaptığı yanlışları okuyorum….Hem okuyorum hem ağlıyorum…Hem ağlıyorum hem okuyorum…Yüreğime içimde daha ne kadar düğümleneceğini bilmediğim bir iplik doluyorum.
Annesiz olmak diyorum bu yaşta….Böylesine bir anda büyümek mi demek?Ama nasıl büyüdüğünü bilmemek…
Kimsenin onun yüreğine dokunayamacak kadar aciz olduğunu bilememek….Şefkat beklemek…
Sevgi beklemek ama bunu üstü kapalı tutmak, hiç göstermemek…
Acaba öğretmeninin onu ne kadar ama ne kadar çok sevdiğini biliyor mudur?
Hani diyor ya Nurullah Genç,’’ Daha dokunmadan kurudu irem,çöllere bir türlü yağamıyorum.’’
O kocaman yürekli yavrunun yüreğine yağamıyorum ve bu bana hayatımda tatmadığım bir ızdırabı tattırıyor ve o siyah
gözleriyle bana her baktığında ....
ben....
bu yerlere sığamıyorum…
neslişah tezcan 10 Yıl Önce
hocam yüreğinize sağlık ne kadar gerçek ve acı bir duygu öğretmenlik böyle birşey iste uzanmak istersiniz fakat tutunacak dal olup da o size ulaşana kadar çocukluğu gider belkide yazınız çook başarılı yüreğinize sağlık
Ülkü Gazovalı 10 Yıl Önce
teşekkür ederim neslişah hanım.''hayat'' dediğimiz kavram işte böyle bir şey,acısıyla tatlısıyla var.biz eğitimciler olarak çocuklarımızın yoluna ışık tutarsak onlar da hayatın acısıyla tatlısıyla yollarında daha cok sarsılmadan ilerleyeceklerdir.deniz yıldızları öyküsünü bilirsiniz,elimizden geldiğince yıldız atmalıyız denize diye düşünüyorum.çocuklarımız bizim deniz yıldızlarımız...sevgiler.