Hükümet Orman Vasfını yitirmiş alanları her fırsatta gündeme taşımakta. Orman vasfını yitirmiş arazileri para karşılığı satarak elde edilecek büyük paralardan bahsedilmekte.
Ancak bilinmeyen bir gerçek var ki! Yada halkın bilmediği ama birilerinin bildiği gerçekte şu:
2B diye gündeme getirilen Orman Vasfını yitirmiş boş araziler aslında vatandaşların olması gereken ve tapulandırma esnasında bilinçli bir şekilde tapu ölçümleri sırasında kırpılarak vatandaştan elinden almış topraklardır. Bu topraklar şimdi de yeniden vatandaşa satılmaya çalışılmaktadır.
Pamukova da 2004 yılında 9 köyde yapılan tapu çalışmaları sırasında vatandaşın olması gereken araziler nasıl oldu da küçültüldü ve Milli Emlak ya da orman a yazıldı?
İşin gerçeği o tarihlerde Tapu Kadastro yerine özel tapu şirketleri tarafından yaptırılan hızlandırılmış tapulandırma çalışmaları öncesi yapılan toplantılar da her tapu bölgesinde ölçümü yapılacak köylerde yüzde 10 dolaylarında kırpılan kesilen arazilerin Milli Emlak’a yazılması, bir o kadarda köy tüzel kişiliklerine tasarruf edilerek yüzde 10 köy tüzel kişiliklerine yazılması kararlaştırıldı.
Çalışmalar başlandıktan sonra bilirkişiler de oluşturulduktan sonra başlanan çalışmaların bitiminde ortaya her bölgede (köylerde) yüzde 20 lik elde edilen tasarruf (köylüye ait olan yerler) devlet ve köy tüzel kişiliklerine geçmiş oldu.
Pamukova’nın 9 köyünde ortalama 10 bin dönüm arazi den 1000 dönüm kadarı böylece Milli Emlak’a geçmiş oldu. (Köy muhtarlıklarında bulunan bu tapular incelendikten sonra olay görülecektir.)
Şimdi hükümet yeniden gündemine aldığı 2B Arazileri’nin satılması resmen vatandaşa ait olması gereken arazilerdir.
Pamukova köylerinde elde edilen 1000 dönüm Milli Emlak arazisi şimdi satılacaktır.
Peki bu araziler Özel Tabu Çalışmaları öncesi kimin tasarrufundaydı. Tabi ki köylü nün kullandığı arazilerdi.
Şimdi bu araziler (vatandaşın özel mülkü olarak kullandığı bu toprak) devletin eline geçti.
Şimdi devlette bu arazileri satarak büyük miktarda gelir bekliyor.
Hani bizler AB uyum yasalarına uymak için söz vermiştik. Hani AİHM kararlarına uymayı taahhüt etmiştik.
Bu konuda AİHM Türkiye ye cezalandırdı. Çanakkale de bir emekli öğretmenin satın almış olduğu bir köy senetli yerin orman alanı olduğu gerekçesi ile elinden alınmaya kalkılması ve öğretmene çektirilen sıkıntılar sonrasında öğretmenin AİHM e açtığı dava örnek davadır.
O dava da AİHM Türkiye’yi haksız bulmuş ve öğretmene maddi olarak ceza ödenmiştir.
Şimdi başka bir konuda: vijdani-ret konusunu gündeme getiren hükümet AİHM kararı gereği askere gitmek istemeyen isterse gitmez gibi bir gündemi Türkiye gündemine getirmiştir?
Peki özel mülkün orman kanunlarından daha önde geldiğini söyleyen AİHM kararı ne zaman uygulanacak?